Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyorum. Biz sizi ekranlardan tanıyoruz, ancak bilmediğimiz nice yönlerinizin olduğunu da biliyoruz. Bize kendinizden bahseder misiniz, sizi daha iyi tanımamız için?
Tevfik İNCEOĞLU: İsmim Tevfik İnceoglu. 1967 İstanbul doğumluyum. Annem ve babam ben küçükken, 2 yaşında iken anlaşamamışlar ve ayrılmışlar. Babam beni ve ablamı alıp memleketimiz olan İzmir’e geri dönmüş. Aslen Aydın Kuşadası kütüğüne bağlıyım ama İzmir’de büyüdüm. Anneannem, Türkiye’nin ilk tel cambazı ve tiyatro kumpanyası sahibi. Anneannemin yanında kalmamış olmama rağmen, sanırım genlerimden aldığım özellikle anne tarafımdaki herkes gibi oyuncu oldum.
Betül FIRAT: Oyunculuğa nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır oyuncu olduğunuzdan bahseder misiniz biraz?
Tevfik İNCEOĞL: Konservatuvar okumadım çünkü babam oyuncu olmama karşı idi. İstemeyerek otelcilik okulunu bitirdim. Ama gizli gizli İzmir Şehir Tiyatrolarının açtığı kursa gittim. Askere kadar birçok amatör tiyatroda oynadım. Asker dönüşü babam isteksiz olarak oyunculuğa devam etmeme müsaade etti. İlk bir yıl akrabalarımın desteği ile İstanbul’da kaldım. Sonra 1996 yılında İstanbul Devlet Tiyatrolarına sözleşmeli oyuncu olarak girdim.
Betül FIRAT: Oyunculukla ilgili alanınızdaki ilk eseriniz nedir ve ilk yayınlanan eseriniz hangisidir? Sizin için en önemli olan oyun hangisidir?
Tevfik İNCEOĞLU: İlk oynadığım oyun Rahmetli Alev Sezer’in yönettiği “Maymun Davası” oyunu idi. Oyunda: Zafer Ergin, Can Gurzap ve birçok usta oyuncu vardı. Onlardan çok şey öğrendim. Bir sonraki yıl Rahmetli Kenan Işık Hoca’nın yönettiği “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” oyununda oynadım. Takip eden yıllarda gene Kenan Işık Hoca’nın yönettiği ve kadrosunda Sumru Yavrucum, Ali Sürmeli, Ali Düşenkalkar, Naci Taşdöğen, Attila Olgaç gibi çok deneyimli isimler ile “Abdul Cambaz” oyununda oynadım. O sıralarda Ercan Yazgan, Aysen Guruda, Yılmaz Koksal, Çiçek Dilligil, Şoray Uzun, Halit Akçatepe’nin “Kaygısızlar” dizisinden teklif geldi ve beni Türkiye’ye tanıtan bu dizi oldu. Aradan bir yıl geçtikten sonra da: Mehmet Ali Erbil, Yalçın Meteş, İsmet Ay, Erol Günaydın ve birçok güçlü oyuncu ile oynamaya başladım. Ama bu defa da devlet tiyatrolarını bırakmak zorunda kaldım. Tiyatroda sözleşmeli değil de kadroda olsam kesinlik ile tiyatroyu seçerdim. Bu usta oyuncular ile çalışa, çalışa konservatuvar bitirmiş kadar tiyatro bilgisine sahip olduğum için çok şanslıyım. Tiyatro ve dizi maceram böyle başladı. Bu yıllar içinde çok önemli yapımlarda oynadım. “Aşk Yeniden”, “Parça Pinçik” gibi birçok dizide rol aldım ve 6 reklam filminde baş rol oynadım. Bir tanesinden en iyi reklam oyuncusu ödülü olan “Kristal Elma Ödülü” nü kazandım. Sonra kendi tiyatromu kurdum. Genellikle çocuklara yönelik tiyatro yapmaya devam ediyorum. Bunun yanı sıra dizi, sinema filmi ve reklam filmlerinde oynamaya devam ediyorum.
Betül FIRAT: Sanatınızı icra ederken en çok hangi konuda zorlandınız?
Tevfik İNCEOĞLU: Sanatımı icra ederken hiçbir şekilde zorlanmadım çünkü sevdiğim işi yapıyorum. Tabi bazen kendini yapımcı -böylelerini gerçek yapımcılar elemeli bence- gibi gösterip kandıranlar oldu. En son Çorum’da çektiğim filmde, üç kardeşin komik maceralarını sergiledik. Ama film beklediğim kalitede olmadı. Kardeşlerden biri aynı zamanda yapımcı idi ama gerçek yapımcılar ile uzaktan yakından alakası yok. Meğerse bizim gibi tanınmış isimleri kullanıp kendi hemşerilerinden üste para alıp oynatmış. İşin farklı rengi ile karşılaşmak mümkün. Bunun dışında oyunculuk çok zor. Zor sanmayanların bir gün özellik de kışın, gece diş mekân sahnelerinde sete gelmelerini ve sabaha kadar bizim ile aynı şartlarda çalışmalarını isterim. Evet, işimiz zor ama sağ olsun yapımcılarımız her şarta uygun imkân sağlıyorlar. Bu yüzden doğal mekanlarda, gece orman sahneleri çekilen mekanlarda, her türlü konfor sağlıyorlar ama yine de çok zorlukları var. Oyunculuğa olan sevgim bu zorlukları aşamada yardımcı oluyor.
Betül FIRAT: Gelecekle ilgili hem şahsi hem de toplumsal hedefleriniz nelerdir?
Tevfik İNCEOĞLU: Gelecekle ilgili hem şahsi hem toplumsal olarak çok şey beklemiyorum. Güzel bir dünya, kavgasız, savaşsız, kadınlarımızın öldürülmediği, okuyan kardeşlerimizin tercih ettikleri bölümlerde çalıştıkları. Geleceğe umutla bakan bir dünyada istiyorum. Kimsenin saçına zarar gelmesin, ormanlar, oteller yanmasın. Göçük altında işçilerimiz mahsur kalmasın. Askerlerimiz sağ salim evlerine dönsünler. Siyasi çıkarlar için hiçbir parti ve siyasetçi ülkemi çıkmaza sokmasın. Kendim içinde tek istediğim şey sevdiğim insanlar yanımda olsun. Sağlık, mutluluk afiyet. Kendi mesleğimi nefesim yettiğince yapabileyim. Bu kadar yani.
Betül FIRAT: Bir oyuncu, rolünü icra ederken en çok neye dikkat etmeli?
Tevfik İNCEOĞLU: Öncelikle oynayacağı rol için gözlem yapmalı, verilen rol için çalışmalı ve o rolün içine girmeli. En küçük detaya bile dikkat etmelidirler.
Betül FIRAT: Yeni projeleriniz var mı? Bunlardan bahseder misiniz? Ayrıca tiyatronun sizdeki yeri nedir? Dizi ve film oyunculuğu ile tiyatro oyunculuğunu karşılaştırmanızı istersek neler söyleyebilirsiniz?
Tevfik İNCEOĞLU: Yeni bir projem, evet var. Kış mevsiminde Erzincan 1950’lerde geçen bir yol hikayesi olan “Mavi Kuş” isimli bir yol hikayesinde oynuyorum. Film, festival filmi olarak çekildi. Yurt içinde ve yurt dışında birçok festivallerde yarışacak. Tiyatro oyunlarım devam edecek. Şehir şehir dolaşıp çocuklara hem bilgi hem neşe kaynağı olmaya devam edeceğiz. Tiyatromu, sinemamı, dizimi sorusuna gelince. Tabi birinci önceliğim ‘Tiyatro’. Çünkü tiyatro oyunculuğun er meydanıdır. Sahnede olmak bambaşka bir duygu. Alkışı duymak, gülme, ağlama gibi duyguları canlı canlı hissetmek çok önemli. Sinema ise ikinci sırada. Çünkü sinema filmleri kalıcı. Siz bu hayattan göçseniz bile seyirciniz hala sizi izliyor olacak. “Hababam Sınıfı” buna en iyi örnek. Dizi de gündelik izlenen ve her hafta takip edilmesi gereken bir şey. Oyuncuların ekonomik bakımdan daha rahat olmasını sağlaması açısından, mesleki açıdan geçinmemiz için ve rahat yaşamak için önemli. Çünkü oyuncu bol bol kitap okumalı, bol bol tiyatroya ve sinemaya gitmeli. Bizler için maneviyat kadar maddiyat da önemlidir ki diziler bunları büyük ölçüde sağlıyor. Ama sıralamak gerekir ise Tiyatro, sinema ve dizi olarak sıralayabiliriz
Betül FIRAT: Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye edeceğiniz kitap hangisi olurdu?
Tevfik İNCEOĞLU: Kitap okumayı severim. En son okuduğum kitap “Anka Kuşu”. Şu anda çok merak ettiğim bir kitap var onu okuyacağım kısmetse “Ruh Tefecileri” adlı.
Betül FIRAT: Sizi etkileyen sanatçılar kimlerdir?
Tevfik İNCEOĞLU: Beni etkileyen sanatçılar hatta oyunculuk hayali kurarken olmak istediğim kişiler vardı: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Münir Özkul, Levent Kırca, Zeki Alasya ve Metin Akpınar gibi.
Betül FIRAT: İyi bir oyuncu olmanın bir formülü var mıdır? Oyuncu olmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Tevfik İNCEOĞLU: İyi bir oyuncu olmak için öncelik ile bu işi sevmek ve en önemlisi eğitim. Mümkünse konservatuvar okunmalı. Ama öyle bir olanak yoksa özel ve güvenilir tiyatro kurslarından eğitim almak. Bazıları bana sosyal medyadan nasıl eğitim almadan oyuncu olurum, ajanslarla ilgili bu konularda yardımcı olamaz mısınız, diye soruyorlar. Ben de onlara eğitim almazsanız. Figürasyon ya da sözlü figürasyon olursunuz. diyorum. Zaten size ” seni hemen oyuncu yapacağım diyen gerçek yönetmen veya yapımcı değildir. Ya da mesleğinin avantajları kötüye kullananlardır. Merdivenleri hızlı çıkarsanız düşmesinde hızlı olur. Ağır adımlar ile yavaş yavaş çıkın ki hep zirvede kalın derim. Tabi diksiyon da olmazsa olmazımız.
Betül FIRAT: Gençleri oyunculuğa kazandırmak için neler yapılabilir?
Tevfik İNCEOĞLU: Öncelikle gençleri oyunculuğa kazandıramayız. Çünkü insanın içinde oyunculuk vardır. Yaşadığımız ortam ve yaşam biçimimiz bir ritüelin parçasıdır. Önce oyuncu olmak için oyuncu olmayı istemek gerekir. Üstede belirttiğim gibi. Disiplinli çalışmak. Kurs ya da okulda alınan tiyatro eğitimi. Şarkıcı, manken, tiktokur. YouTuber, gibi yerlerde tanınıp oyuncu olanlarda var. Bunların içinde Kerim Tekin gibi, Kıvanç Tatlıtuğ gibi Kenan İmirzalioğlu gibi isimler tanınmışlıklarını eğitim alarak perçinlediler ve Türkiye’nin en tanınmış oyuncuları oldular. Ama şöhreti bir şekilde yakalamış olan ama eğitim almayan kişiler sektörden silindi. Geçmişte ve günümüzde bunların örnekleri çok.
Betül FIRAT: Sizi izlemek, görmek isteyen ve takip etmek isteyen dostlarımız nerelerden ulaşabilirler?
Tevfik İNCEOĞLU: Ben tiyatro için şehir şehir dolaşıyorum. Her gittiğim yerde sosyal medyadan duyuru yapıyorum. Bu duyurular haricinde başka bilgi verme mecrası yok maalesef…
Betül FIRAT: Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlarımıza son olarak ne söylemek istersiniz?
Tevfik İNCEOĞLU: Son olarak benim ile röportaj yapmak için bana zaman ayırdığı için sayın Betül FIRAT Hanımefendiye çok teşekkür ederim. Bu röportajı okuyan sevenlerime de öncelikle zaman ayırıp okudukları için çok teşekkür ederim. Mutlu, huzurlu, sevgi dolu sağlıklı bir yaşam dilerim. İyi ki varsınız.