ey!hazan saçlı yar sen aklıma düşünce sarar beni gri renkli akşamlar ard arda devrilir şarap dolu bardaklar aralıksız tüter küf dolu sigaralar çalar gramofondan kürdili hicazkar şarkılar (…)
AKLINI KULLAN – Ali Akın(Albazoğlu) Bir kahpe oyuna düşme bilmeden,Kahpeler kazanır anlamam neden?İnsanlar kaypaktır,kalleştir dostum,Aklı kulanmayı,öğren ölmeden. İyi bak aleme,düşün karar ver,Duyğular aldatır,olma derbeder,Güvenme kimsenin tatlı sözüne,Kötülük insanda,suçluysa kader. Aklını başından alıyorlar bak,Bizi aldatarak,çalıyorlar bak,Yaptıkları doğru,güzel bir şey yok,Bizi yalanlara,bağlıyorlar bak. Bağlanma aptalca körü körüne,Hakkı kadar değer,ver sen birine,İnsanı sev,insanığa...
Görseldeki aleti herkes tanır: Maşa!!! Lüzumlu adamın elinde lüzumlu vasfı vardır! Lüzumsuz adamın elinde lüzumsuz vasfı vardır! Ciddi işlerde kullanıcısına zarar vermesin diye kullanılan bir aparat! Kim kullanır bu aparatı!!! Her önüne gelen kullanır! Her iş için kullanır! Tecrübe ister mi!!! Hayır! Hangi işlerde kim kullanır!!! Sıkıntılı işlerde, elini ateşe...
TEBDİLİ MEKÂN Ağabeyim yeni evlenmişti. O yıllarda üniversiteye devam ediyordum. Ailemize yeni katılan gelinimiz beni hep elimde küçük bir çanta ile bir yere giderken ya da bir yerlerden gelirken görürdü. Her seferinde “Hayırdır Bizim Oğlan ne yapıyorsun?” diye sorardı. Ben de “Taşınıyorum” derdim. Yengem ile aynı yıl kızanlarıydık. O bana...
Her gün yazı yazılmıyor. Her saat başı da okuyucuya yazı yetiştirilmiyor. Yazarın da kendine göre bir eşref saati var… Ben de bu eşref saatimi bulmayınca yazı yazamıyorum. Ne baharları getiren çiçeklerim açıyor, ne de kışın tane tane karları döktüren gökyüzüm beyaza boyanıyor. Evet, her an yazı yazılmıyor… Çünkü yazarın da...