ey!hazan saçlı yar sen aklıma düşünce sarar beni gri renkli akşamlar ard arda devrilir şarap dolu bardaklar aralıksız tüter küf dolu sigaralar çalar gramofondan kürdili hicazkar şarkılar (…)
Yetmişli yılların başıydı. Dokuz, on yaşlarındaydım. Henüz ilkokul üçüncü sınıfa devam ediyordum. Çocuk olduğuma bakmayın, tarlaya girdim mi canavar gibi tütün kırardım. Yani büyüklerim öyle söylerdi. “Şuna bak, elleri bile görünmüyor maşallah.” diye beni gaza getirirlerdi. O yıl büyük ablamız yeni evlenmişti. Onların tarlasında tütün kırıyorduk. Herkes mutluydu. Gelecekten umutluyduk....
Hiç mi yol yordam görmedin Çay koyulmaz çay katılır Tarlada ekin dermedin Ekmekler çöpe atılır Sayamadı heceleri Niceleri niceleri Uyumazlar geceleri Öğlene kadar yatılır Herkes ne için çabalar Ne anlar cahil kabalar Şimdi analar babalar Huzurevine atılır Alparslan halimiz yaman Aman diliyoruz aman Zaman çok değişti zaman Ahir zamana çatılır...
“Bir ŞiZofrenin Kafasında Yarattığı Umursamaz Bir Hayaldir Yaşam Şiir yazıyoruz sadece, bir şizofrenin kafasında yarattığı, umursamaz bir hayal olan yaşamın ortasında,Ve her şey hayalden ibaret dokunuyor, gerçek sandığınız, teninizin, kan damarına. Çocuklar büyütüp, hayaller yıkıyorsunuz, hayaller kurup, çocukluğunuzu incitiyorsunuz umuda yelken açmak adına. Sokaklar çıkmaz, her ne kadar yürürseniz yürüyün...
Yakamıza yapışmış tüm yokluklar Yokluğuna iliklenmiş kapalı yakalar Hayat yaşamında günah da zamlar Her muhasebede ağırdır imtihanlar. Dost bıraktı hücremde kimliksiz gibi Sussan gönül kimsesiz, hücrem kilitli, Hücreden ne mümkün çıkmak dışarı, Esareti elde kaldı, ayak paslı prangalı. Dışarıda üç ağaçlı kurulmuş darağacı Sayfalar hüküm asıyor elin elleri kanlı, Bilinmez...
Biraz nefes alalım Beton dikme ağaç dik Önce insan olalım Beton dikme ağaç dik *** Doğanın kanunu bu Aslında mesele şu Ne güzel nimettir su Beton dikme ağaç dik *** Böyle mi buyurdu hak Kuraklık kapıda bak Bunlar bize müstahak Beton dikme ağaç dik *** Böyle buyurur atan Düzelsin artık...
Sema gelin inmiş düze Kaş göz eder süze süze, Cennetten nur akmış yüze Sema gelin Sema gelin. Tutunduğun dal olayım Sen ateş ben kül olayım, Kapında ki kul olayım Sema gelin Sema gelin. Sema gelin kınalanmış Yürek yara parelenmiş, Bakın kime sevdalanmış Sema gelin Sema gelin. Kaşları var kalem kalem...