Bir tek seni sevdim sana tutuştum Hayallerde bile hep sana koştum Senin için yazdım çağladım taştım Bu gönül heybemi ben sana açtım. Hevesmi ki bilmem aşkın ateşi Akıl sır erdirmem bende bu işi Gönül tutuşunca parlar güneşi Bu gönül heybemi ben sana açtım. Nehir idi sevgim göl oldu sana Aşkı’mı...
Umuda koşuyoruz. Kurtuluşun hedefine koşuyoruz… Ama umutlar hep yarım kalıyor. Ya da koşu bandımız erken sona eriyor. Başaracak mıyız? Bilmiyorum ki… Bildiğim umutlarım acı ve mustarip tahribin kaderi… Yine de kötü kadere pes edip durmayacağım. Kitap bahçelerine tohum atacağım ki arkamda umutlar yeşillensin. Yeşillenen sevgi kitaplardaki umutlar… Umutlar… Başımda dağılmayan...
Şimdi sen çekip gidiyorsun. öyle olsun. Bari gözlerin kalsaydı… hatıra istesem… Gitme desem… Sonum olur desem… Allah biliyor ya… sol yanım yanıyor… Aşkımın ilk kıvılcımı gözlerinde atılmıştı… Bir ateş kalbim de uzun uzun yanmıştı… Öyle ansızın vurup, yüreğim de kalmıştı…. Yoktu ağır çarpıntı geçmişi , anımsamıyorum… Gönlüm böyle delicesine sarsılmamıştı…....
Bazen… Sadece susuyor insan. Ne konuşmaya dönüyor dili, Ne de kelimelerle oynamaya istekli… Bir yüreği kalıyor elinde, Bir de içinde çığlıklara boğulan sessizliği… Ve bazen, Bir tek bakış yetiyor o derin sessizliği bozmaya, Tek bir bakış, sustuklarını konuşmaya… (Tanıtım Bülteninden) Nazra – Yeliz Demirci
Yazmak istiyorum. Yazmak istediğim yazı yazılmıyor. Neden yazılmıyor? Hiçbir heves yok içimde. Hiçbir konu yok önümde. Zihnim karmakarışık ve çok durgun… Zihnimde titreşen fırtınalar var. Bu fırtınalar nasıl ve ne zaman dinecektir? Bilemiyorum. Şu an hiçbir şey bilmiyorum. Kedi gibi yaşamak, ağaç gibi kurumak… Ben ne bir kedi, ne de...