Âdem’den beri ilk kez tüm gökyüzü gül koktu
Yıldızlar gözlerini gördüğünde Dilruba’m
Yüzünden uzak kalan bütün her şey soğuktu
Sen sarı saçlarını ördüğünde Dilruba’m
….
İzin verme pejmürde gönlüm sensiz delirsin
Bazen bulunmaz nimet, bazen yağmur olursun
Rüzgâr değse yüzüme aklıma sen gelirsin
Zaman beni çöllere sürdüğünde Dilruba’m
….
Bakışların renk katar bulutların cevrine
Merhamet senle düşer Firavun ‘un fevrine
Dönerim çoban olan bir sultanın devrine
Sen ellerini bana verdiğinde Dilruba’m
….
Senin için ağlamak kalbimin büyük zevki
Isınır gülüşünle ayın üşüyen şavkı
Benim körpe ellerim eşsiz olan bu aşkı
Ayaklarına doğru serdiğinde Dilruba’m
….
Sımsıcak sesin varken serçeler ağlar niçin
Güzeller sana bakıp ah çeker için için
Sonbahar nevruz olur, yapraklar senin için
Yüreğimden çiçekler derdiğinde Dilruba’m
….
Şirin için Ferhat’a diz çöktüren bir dağın
Yüzünü gördü diye şükreden bir yaprağın
Gün kaçarken dünyadan, bismillahtır dudağın
Sen kapıdan içeri girdiğinde Dilruba’m
….
“Son nefes ki takvimde hasadı ölü bir yaz”
Sana kavuşmak için edeceğim hep niyaz
Sensiz kalbime cennet ölümden daha ayaz
Aşkın beni çarmıha gerdiğinde Dilruba’m
….
Gülüşünü görürüm ince bir tül ardında
Senle (ö)olurum hastalığında sağlığında
Aşkımız destan olur kavuşmanın yurdunda
Bu can senle murada erdiğinde Dilruba’m
Ediz Servan Erdinç