

Zaman değişir, dünya hızlanır, ekranlar kelimenin önüne geçer…
Ama hâlâ vardır; dizinin dibinde kitap biriktiren, kelimeyi namus bilen, kalemini pazarlamayan gerçek yazarlar.
Onlar, söyleyen değil sözü taşıyan, görünmek için değil hakikati göstermek için yazan insanlar.
Mustafa Kutlu – Sessizliğin ve Tevazunun Çınarı
Şehir gürültüsüne karşı Anadolu’nun temiz nefesi gibi…
Yazdığı hikâyelerde insanın vakarını, inancını, yumuşak kalbini bulursun.
Sade ama derin. Gürültüsüz ama dağ kadar sesi var.
Rasim Özdenören – Yedi Güzel Adam’ın Ulu Duruşu
İnancın, düşüncenin ve insan ruhunun inceliklerini işleyen bir bilge kalem.
Onu okuyan, insan olmayı hatırlar; kibir değil tevazu, gösteriş değil irfan görür.
Cemil Meriç – Fikir Yangını, Şuurun Efendisi
“Bu ülke” dediğinde bir coğrafyadan değil, bir millet vicdanından bahsederdi.
O, kitapla yaşayan, kelimeyi omuzlayan, fikir meydanında korkmadan yürüyen bir zirveydi.
Fakir Baykurt – Köyün Vicdanı, Emekçinin Sesi
O, toprak kokan cümleleriyle köylünün, emekçinin hayatını edebiyata taşıdı.
Gerçeği süslemedi, olduğu gibi yazdı. Halkın yazarıydı.
Yaşar Kemal – Toprağın, İnsanın, Emeğin Destanı
“İnce Memed” yalnızca bir roman değil, zulme başkaldırının halk yüzüdür.
Onda dağlar konuşur, çukurlar anlatır, insan direnir.
Dili bereket, kalemi emek.
Cahit Zarifoğlu – Çocuk Masumiyetinin ve Derinliğin Şairi
(Önceki listede vardı, sende hakkı teslim edilmişti – yerinde duruyor) Yüreği çocuktur, dili derviş.
Onu okuyan hem saflaşır hem olgunlaşır.
Sezai Karakoç – Dirilişin Sessiz Gücü
(Önceki listede vardı – değerinden dolayı korundu) Şiirinde davet, düşüncesinde diriliş…
Sözünü satmadı, davasını eğip bükmedi.
Mustafa İslamoğlu (eserleri yüzünden hedef olmuş, fikir irfan adamı olarak yer alıyor)
İster kabul edilir ister tartışılır;
ama onun eserlerinde çabanın, araştırmanın, hakikati aramanın izlerini bulursun.
Emeği ve fikriyle var oldu.
Bu İsimlerin Ortak Paydası
Gösteriş değil, tevazu
Makam değil, hakikat
Şöhret değil, eser
Çevre değil, karakter
Torpil değil, gayret
Sistem değil, millet
Bu insanlar şunu öğretti:
Kalem kiralanmaz.
Kalem satın alınmaz.
Kalem eğilip bükülmez.
Kalem, insanın izzetidir.
Ve biz de bu okulun öğrencileri olarak
kalemi emanet, sözü ağırlık, insanı emanet biliriz.
Süleyman GÜZEL
slymngzl9@gmail.com