
Ali Rıza MALKOÇ
Türbedar kendisi, ölümlü bir can,
Türbede oturmuş, ölüyü bekler
Kendi yaşamına bir katkısı yok,
Ne de o fâninin, ömrüne ekler
Benzer çelişkiler, benzer zıtlıklar
Sarmış çevremizi olumsuzluklar
Aklıyla çözemez, bir mânâ yükler
Elekle su taşır, boşa emekler
Gelişi dileksiz, gidişi meçhul
Çileyi doldurur, zorunlu her kul
Başına geleni görür de makul;
Hatayı, günahı şeytana yükler
İnsanoğlu, insan doğdu ve yarım
Gerekiyor belki, yeni bir sürüm
Gerisine nasıl yapayım yorum?
Arayıştan yorgun, yüreğim tekler
Hakkı – hakikati ezip geçerek;
Adalet, kemalât olmasa gerek
Çıkmamış canlara kefen biçerek,
Suçlu üretir de kendini paklar
Gururu, kibiri, özgüveni tam
Yeniliğe asla ayırmaz zaman
Ağustos böceği, çalarsa keman
Kışın yiyeceği, kimden araklar?
Umut, sevgi, huzur; şarta bağlıdır
Tutarlı, kararlı olma çağıdır
Birlik, coşku, eylem; son durağıdır
“Üretirsen varsın”, diyor böcekler
Bursa/Samsun; 04.11.2025