Şiir 2 Bir güvercindir şiir süzülür dertli dertli dünyama ısıtır ya da üşütür kederli yüreğimi en olmadık zamanlarda Bir kırmızı güldür şiir kanayan yürekten akar duygu, düşünce, hasrettir sevgi yoksa yürekte ne gül kalır ne şiir Sevdayı anlatmanın ölesiye sevmenin acı çekmenin, ayrılıkların adıdır şiir Sevdalı günlerimde bilseniz nasıl ağlardı...
“Ölüm aldığı hiçbir şeyi geri vermeyen korkunç bir şey.” “Ölümün inkâr edilemez gerçekliği karşısında hüzünlü bir duyguya kapılırdı hep, renksiz bir yalnızlık duygusuna. Hayat inanılmaz derecede kırılgandı.” Yazar Lars Kepler’in Ikinci kitabı olan” Infazcı” eserini Ağustos ayında okuyub bitirdim yorumlamak ise bu güne kismet oldu. Stockholmda bir yatta genç kadın...
Adından da anlaşıldığı gibi kitabın hem kapağında hem isminde hem de sayfaları çevirirken tıpkı orkidenin kokusu gibi bir koku serpiyor gönlümüze, yüreğimize, gözlerimize. Biliyorsunuz ki orkide çiçeği asaleti simgelemektedir. Bununla birlikte sevgiyi, aşkı, mutluluğu sergilediği gibi masumiyeti de göstermektedir. Kitabın ilk şiirinde ve ardından gelen şiirin açıklamasında yüreğe gökyüzü maviliği...
Çemremiş diz üstüne, alaca renkli dırıldan şalvarını, omuzunda kürek yaşına göre hızlı sayılabilecek adımlarla yürüyordu ark boyu, yukarı bende doğru Satı Kadın. Yanı başımdan geçerken; -Hayrola Satı Aba, nereye böyle yaya yapıldak? Dedim oralı olmadı. Duymadı, görmedi mi, duydu, gördü görmezdenmi geldi; orasını bilemem. Odukça telaşlı ve huzursuz bir hali...