İyi akşamlar Arkadaşlar!
Sizinle paylaşacağım eser, bir Spinoza tahlili ya da değerlendirmesi türü bir eser. Hem güvendiğim bir yayınevinden ve hem de güçlü bir kalemden çıkmış bir eser. Önce bir iki şey söylemek istiyorum. Spinoza, güya aforoz edildiği anlayış ve/veya zihniyet tarafından değerlendirilirse bir ateist, Hristiyan dünyanın bir kısmı tarafından da ateist ama, İslam anlayışı açısından tam bir teslimiyetçi panteist. Benim nazarımda da kesinlikle bir teist! Adam bir kere iman etmiş. Sadece inanç şekli farklı… Neden böyle yadım: Çünkü iman etmekle, inanç sahibi olmak farklı şeyler! Bu özü, sözü bir adamın ne sebeple aforoz edildiğini de bilahare yazacağım. Şimdi yazı uzasın istemiyorum.
İnsanları anlamak zaten çetin bir iş. Bir de bu insanlar, tefekkür ehli insanlar olunca, tabii ki daha çetin oluyor onları anlamak. Bu sebeple Spinoza ve benzeri Düşünce sahiplerini direkt kendinden değil de, paylaşacağım türde eserler okuyarak değerlendirmek, hem onları anlamak ve hem de eserlerine vakıf olmak açısından çok daha emin bir yol. O zaman her şey daha da netleşiyor. Eser, akademik bir lisanla yazılmadığı gibi, çok da güzel akıcı bir üslupla yazılmış. Sayfa 113-114 ten bir alıntı yazacağım. Künyesini vereceğim ve bu düşünce adamına ilgi duyanların değerlendirmesine bırakacağım!
– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –
Spinoza’ya göre, esasen, insan tam anlamıyla duygularının hakimi olarak aktif ve güç sahibi olmadığından dolayı köledir. Onun hür olabilmesinin tek yolu, aklını kullanabilmesidir. İnsan, ancak bu sayede alemi ve var olan tüm şeyleri keşfederek köle olmaktan kurtulup, hür olabilecektir. O halde, insanın hür olabilmesi, Hayal gücünün etkisinden kurtularak aklını kullanabilmesine bağlıdır.
Öyleyse, Spinoza’ya göre, insanın hürriyeti düşünceye ilişkin bir husus olmaktadır. Yani insan, akledebildiği ve düşünebildiği ölçüde hür insan olduğu gibi, diğer insanlarla uyum içinde olan ve Tanrı’yı hem bilen hem de seven insan olmaktadır.
İnsan, düşünen bir varlık olarak aklını kullanabildiği Ya da düşünebildiği ölçüde hürdür.
Sayfa 113-114.
– – – – – – – – – – – – – – – – – – –
Neden bu paragrafı seçtiğimi de yazayım. Bu kısa metnin içinde bir cümle var Spinoza’yı direkt okuyanları yanıltabilir. Cümle şu: “O halde, insanın hür olabilmesi, Hayal gücünün etkisinden kurtularak aklını kullanabilmesine bağlıdır.” Bu yazdığım metnin tamamı ‘Ethica’ da geçer. Ancak Spinoza, muhayyilenin ne büyük bir güç olduğunu inkar etmez. Yani Farabi ve benzeri düşünürler, muhayyileye çok farklı bir anlam yüklerler ve Spinoza da böylesi bir anlam yükler. Zaten paragrafın başı da durumun izahı gibidir. Hayal gücünden kasıt gündelik hayatı hatırlatıyor olmasıdır. Yoksa Muhayyile, düşünen bir aklın en üst halidir. İşte iki kelimelik bir sıkıntı. Bu sebeple Böylesi düşünürleri desteksiz okumamak lazım!
Panteizm ve Panenteizm Bağlamında
Spinoza’nın Tanrı Anlayışı.
Hece Yayınları.
Musa Kazım Arıcan.
Haziran 2022 baskı. 152 sayfa.
Not: “Üst başlık alt başlıktan önemlidir. Güçlü bir lügata başvurlmalı”
Tüm arkadaşlarıma bol okumalı ve sağlık dolu ömürler dilerim!
Bülent DEMİREL