1.BÖLÜM Rüzgâr dağa kulak verse, Duyar mısın çığlığımı. Yağmurlar sokak lambasına selam dururken, Gözlerim her gün takvim yaprağında. Bilmez misin ki, Gönül Dağı yıkıldı. İçinde bir ben , benden de ben kaldı. 2. Bölüm Gurbetin kapısı nerede ? İki çift gözün arkada bıraktığı, senin yüreğin… Son ifadesini sunarken şarap içerek,...
Neden bu dünyaya köhne diyorlarDünya köhne ise, edenler ne ki?Yüz yıllar boyunca kahpe diyorlarDünyada kahpelik edenler ne ki? Acıları biz yarattık biz çektikSabır küpün biz doldurduk, biz döktükİkbal’i biz yaptık biz boyun büktükHalada bu yolda gidenler ne ki? Ne sözler dolanıp durmakta dileGayretim boş, çabam oldu nafileDost diyerek yüzüne güle,güleDostun...
(TAŞ DİŞLEME GÜNÜ) Değirmenci Süleyman Dayı uyanmış, elindeki maşa ile ocağın arkasındaki yarısı yanmış kütüğü dürtüp ocağı tekrar alevlendirmeye çalışıyordu. Saçları ve sakalları yaşlılıktan, elbiseleri ise un tozlarından beyazlamış uzun boylu yaşlı bir adamdı. Yüzündeki derin çizgiler, kendisini sürekli uykusuz ve yorgun gösteren düşük göz kapakları ve seyrelmiş ön dişleriyle...
İkinci el, tuzsuz aşklara razı edemediniz ama Uzağa gidemeyecek pulsuz mektuplar yazdırdınız bana. Sanırım, beni ayakta tutanlar, Şu kursağımda kalanlar… Çok sigarayı bana tersten yaktırdınız, Ümitlerim, hayallerim, aşklarım… Hiç gelmeyecek trenler beklettiniz bana. ALP ARSLAN