Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Barış PERKTAŞ Biyografisi

Barış PERKTAŞ Biyografisi
7 Mayıs 2022 14:58
647
A+
A-

Barış PERKTAŞ Özgeçmiş;

1999 depreminin hemen ardından Kocaeli’nin İzmit ilçesinde doğdum. Doğumum, yardım amacı ile Almanya’nın göndermiş olduğu bir çadır hastanede gerçekleşmiş. Henüz adım konmadığı sırada doğum belgeme bir alman doktorun isteği üzere Johan olarak kaydedilmişim. Daha sonrası en büyük abimin bir Barış Manço hayranı olması nedeniyle Barış, diğer abimin en yakın arkadaşı olan Serhat abi nedeniyle de Serhat ismini aldım. Serhat Barış ismi terör nedeni ile sıkıntılı bir süreç geçiren ülkem için bir temenni taşıdığını düşünen ailem bu iki isimde karar kılmış.  Benden yaşça çok büyük iki abi ve bir ablam var. Amiyane bir tabirle tekne kazıntısı denilen çocuklardanım. Kardeşlerimin benden yaşça büyük olması beni erken olgunlaştırdı diyebilirim. Akranlarımdan her zaman için gözle görülür derece ağırbaşlı ve sakin bir çocuktum. 

Okul yaşantım her daim depremin izlerini taşıyan Kocaeli şehrinde, 17 Ağustos ilköğretim okulunda başladı. Çocukluk yıllarıma dair anılarım oldukça kısıtlı. Bugün de olduğu gibi içe dönük, sessiz bir çocuktum. Her daim parlak bir öğrenci olmuşumdur. Öğretmenlerim her zaman potansiyel taşıyan biri olduğumu, buna karşı derslerime ve okula ilgisiz olduğumu söylerdi. İlk ve orta okulu pek çalışkan olmayan ve oldukça sorumsuz bir öğrenci olarak bitirdim. Ortaöğretim sınavında benden beklenmeyen yüksek bir puanla; tercihim üzerine öğretmen lisesine giderek etrafımı şaşırttım. 

Lise başlar başlamaz bir gönül davam yüzünden hasta olarak başladım. Kendi içimde yaşattığım sessiz ve büyük bir aşk yüzünden zatürreye yakalandım. Oldukça romantik bir kişi olduğum beni tanıyanlar tarafından çokça söylenmiştir. Uzun ve tutkulu aşklar yaşamak beni ben yapan yegâne özelliğim sayılır. Bir aya yakın süre devamsızlıkla başlasam bile sınav döneminde gösterdiğim başarı öğretmenlerimin takdirini topladı, fakat her daim olduğu gibi derslere olan ilgisizliğim zamanla vasat bir öğrenci olduğumu açığa çıkardı. Babamın tekrarlayacak olan kanser hastalığı ile kendi dünyamda yaşadığım büyük bir buhrana girdim. Uzun bir süre kendimi toplamakla uğraştıktan sonra yeni bir aşk beni kendine çekti. Kendimi bulduğum karanlık dehlizden beni kurtaran, bir bayrak töreninde yüzü kızarmış, utangaç bir kızın ışık saçan gözleriydi. Halihazırda devam eden güzel ilişkimizin başlangıcı beni düzlüğe çıkaran hadiseydi. Lise döneminin sonuna geldiğimde tekrardan benden beklenenin üzerinde bir iş çıkartarak Karadeniz Teknik üniversitesinde Makine mühendisliği bölümünü kazanmıştım 

Tek başıma indiğim otobüsten saatler süren arayışımla daha önceden kiraladığım yurtta tek başıma ilk gecemi geçirdim. Koca bir şehir ve tek başına kalmış ben, aylar süren bir yalnızlık girdabına giriş yaptım. Ciğeri beş para etmez esrarkeş ile zaruretten oda arkadaşlığı yaptığım sırada kendisinin geçirmiş olduğu sinir harbine ertesi gün nahoş bir karşılık vermem sebebiyle kaldığım yurttan kapı dışarı edildim. Yalnızlığın bir hastalığa dönüşeceğini bilmeden aldığım korkunç bir kararla yüksek bir falezde saatler süren kararsızlıkla baş başa kaldım. Bu fikri düşünmüş kişiler gayet iyi bilir ki, bir kere pençesine yakalandıysanız sizi asla bırakmaz. Okul döneminin bitişi ile eve döndüğümde Annemin de kanser rahatsızlığına yakalandığını öğrendim. Artık ıstıraba dönüşmüş olan okuluma annemi bırakıp gittiğimde, bir daha geri dönmemek üzere gittiğimi düşünmekteydim. Başarısızlığın üzerime yüklediği ağırlığı her nefes alışımda hissediyordum. Bu duruma bir son verme fikri istikbalim olup çıkıvermişti. İşte ilk yazmaya başladığım şeyler geride bıraktıklarıma notlardı. Notlar yerini mektuplara zaman zaman hayat hakkında denemelere döndü. Yazdıklarıma geriye dönüp baktığımda müthiş bir tatminsizlik ile karşılaştım. Kuru notlar yerine hikâye anlatıcılığı ile durumumu anlatmanın daha iyi bir fikir olduğuna kanaat getirdim. Üç farklı karakterin gözünden yazdığım hikayemi tamamlamadan, bir eylül akşamı intihar girişiminde bulundum. Erken müdahale ve kesici alet kullanmaktaki beceriksizliğim sebebi ile hayatta kaldım. Meğer uzun süredir kişiliğimi ve düşüncelerimi zehirleyen illet majör depresyon diye anılırmış. Hastalığımın henüz tedavi sürecindeyim ve muhteşem bir ilerleme kaydettim. Bütün günlerim kendi hikayelerimi yazmak ve başka insanların yazdıklarını okuyarak geçiriyordum. Kim bilir belki bir gün hikayelerim sizlerin beğenisini kazanır. 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.