GAM DEFTERİ
Ali Rıza Navruz
…
“Ketmetme yegân yegân söyle!”
…
Ardından, sapandan fırlamış
Kocaman bir taş cancağızım
Ucu dip köşe bir taştı yuvarlanan!
Sonrasında tarla kuşları geçti gözlerimden
Bidenem nakışlı, kanatları yolunmuş!
Ağaran şafaklar adına
Endişeliydi yükselen güneş siyim siyim.
Bulut bulut dağılmıştı saçların cancağızım
Şu utangaç yüzüne ne deyim?!
Yollar dolaşıyordu yokuşa,
Sen dolanmıyordun
Dolunayda soluma cancağızım…
Yordamını yitirmiş geceler hürmetine
Düşlerime düşüyordu zincirini kırmış şiirler.
Ah yüreğiniz ne kadar da darmış cancağızım
Ne kadar da dar!..
Neden gözlerime çekilmiş bu perde?
Hep sevda üstüne miymiş söylediğim şarkılar?
O şarkılar ki makamı nevruz, usulü düyek.
Güftesi yüreğimden yeşerendi kör kütük
Bir göz temasıyla tutunan semalara.
Ah şimdi nerde o tutkulu sevda, o arzu deli
Ve geceden inen o şimşek,
O yağmur,
O sur!
Dur “eyâ berîd-i cânân” dur!..
“Gam defterinin tamamı yok mu?”
Şimdi geceye açılan şu yüreğimden
Bir sızı dökülür imbik imbik.
Sonra birden mor bir taflan çığlığı;
Bir ince ‘selâ’ yükselir minareden..!
Ah vebâlim
Benim!..