KULAK KABARTMAK
Necla Karatekin Kaplan
…
Hiçbir şey, gizli kalmaz. Bazen gizli söylemler, kulaktan kulağa gider. Senin tanımadığını başkası tanır dinlersin o sırrı. Bilmeden başkasına anlatırken kulak kabartırsın. Mesela birgün bir yerde tesadüfen bir yerde arkadaşımla çay içerken yan masada iki arkadaş derin bir sohbete dalmışlardı. En sevdiğim arkadaşımdan bahsediyorlardı.
Duyulmayacak gibi değil; ballandıra ballandıra, abarta abarta kendinden geçmiş sohbet konusu olmuş gülüşüyorlardı. Asabım bozuldu. Kalkıp,
– Serseri! Gülünecek ne var? Bu arkadaşın sana derdini açtı diye, sen başkasına anlat diye. Seni insan sandı diyecektim ki..
Arkadaşım;
– Rezalet çıkar. Tanımadığın bir bayan bu. Dedi.
Kalktık ordan uzaklaştık, içim içimi yedi.
Arkadaşıma gidip dedim ki;
– Nermin bir kahven, var mı? İçelim. Biraz laflarız. Dedim. Bu günlerde nasılsın canım arkadaşım?
– Eeh, dedi. İyiyim diyelim dedi.
– Hadi otur neler yapıyorsun? Dedim.
– Bir şey yok, günlük hadiseler, dedi.
– Hiçbir şeyi kafana takma, Herkese her şeyin anlatma. Bir de onları duyup canını sıkma. Dedim.
– Kimseyle paylaşmam zaten.
– İyi yapıyorsun, dedim.
Eve gittim huzursuz oldum. Duramadım yerimde. Telefon açtım.
– Nerminciğim seni hiç iyi görmedim. Neyin var? Dedim.
Kapatmaya çalıştı ve en sonunda dedi ki;
– Kızım kızım kötü alışkanlıklar, kötü arkadaşlar edinmiş. Yasaklı madde kullanıyor. Sanırım evde çok agresif. Para yetiştiremiyorum. Babasıyla bu aralar kötü olduk. Dedi.
Bir kaç gün takip ettim Sevgi’yi okul çevresinde. Ertesi günler… Ve sonra giyip okulda tenha bir yerde oturup okul çıkışını beklerim. Son ders zili çaldı herkes evlerine dağıldı. Arkadan uzaktan takip, ettim çocukları.
Erkek arkadaşının evini öğrenmek istiyorum çünkü. Çocuk çantasını eve bıraktı, kapıdan döndü. Dada sonra… Beş dakika sonra ben gittim. Zili çaldım, kapı açıldı.
– Buyurun kimsiniz? Dedi.
– Hanım ben bir komşuyum say. dedim.
İçeri buyur ettiler, İçeri girdim dedim ki;
– Hanımefendi sözü fazla uzatmayacağım ben kaç gündür yakın takip ediyorum. Sizin oğlunuzla yakınımın kızı yasaklı madde kullanıyorlar. Dedim.
– Eeh… Ne olmuş? Dedi.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı.
– Biliyor musunuz? Dedim.
– Ben o kadar mücadele ettiğim halde baş edemedim. Dedi.
Eşi eve geldi. Bir şeyler konuştular. Kulak kabarttım.
Adam;
– Kov gitsin! Dedi. Başımıza bela, olacaklar. O kızı da bizim oğlumuzdan uzak tutmak zorundayız. Dedi beyefendi.
Ben bunları duyunca hemen kalktım . Emniyete gittim bildiklerimi anlattım. Sonra arkadaşım Nermin’e gittim, olanı biteni anlattım.
– Herkese derdinizi anlatmayın. Herkes alayla çay masalarında arkadaşlarına sohbet konusu yapıyor. Dedim.