DOLAR
32,3715
EURO
35,0331
ALTIN
2.324,05
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

TÜRKLER

TÜRKLER
Türkler Allah’a ahdetmiş gibi devletçi… Sultanlarına ve başkanlarına bağlı… Çünkü Türkler için devlet kutsaldır. Bunun içindir ki saltanata son veren ve halifeyi kovan Mustafa Kemal için ne Vahdettin ne de Vahdettin’in çocukları Atatürk hakkında bildikleri sırlarını söylemedikleri gibi sırlarını kurşun yüklü tabut gibi sırtlarında taşıdılar… Atatürk’ü eleştiren tek sözleri dahi yoktur. Atatürk’ün eleştirilecek sırları yok muydu? Herkes gibi onun da eleştirilecek sırları vardı… Vardı ama Atatürk ne de olsa ben yeni bir Türk devleti kuruyorum, demişti. Bu Türk devletine bir zeval gelmesin diye sustular. Bu gelenek adeta genlerinde vardı. Bu geleneği bozan olmamıştır. Bu gelenek harmanlanırken, biz toplum olarak kapitalizme mi, yoksa sosyalizme mi daha yatkındık? Buna cevap vermeden önce Türklerin sahip olduğu özellikleri düşünelim. Orta Asya’dan kolayca bir başbuğ etrafında toplanma terkibinin vasıflarına sahiptiler. Bu hasletlerinin Anadolu’ya taşınmasıyla İmparatorluk birçok unsurların mesut ve bahtiyar bir terkibi olduğunu görüyoruz. Üzerinde Orta Asya’dan Anadolu’ya taşıdığı vasıflarla bir başbuğ etrafında kolayca toplanabilme terkibinin vasfıydı. Devletle toplum tek millet halinde iken, görülüyor ki para için değil, devlet için herkes canını seve seve veriyordu. Ve görüyoruz ki devlet her zaman değişmez kutsal olmakta… Bu geleneğin örnekleri: 19. Osmanlı padişahı IV. Mehmet yedi yaşında tahta oturtulur. Yedi yaşındaki çocuk, kovuğunun ve padişah börkünün altında kaybolur. Bu yedi yaşındaki çocuk annesi Hatice Turhan Sultana teslim edilirken, Köprülü Mehmet paşa saçı sakalı ağarmış tecrübeli devlet adamı sadrazam olarak devleti eline alır. Kısa bir süre zarfında devlet işlerini düzeltir ve sınırlardaki kargaşalıkları giderirken devletin tek hakimidir. Ama görüyoruz ki devlete hakim olan Köprülü Mehmet Paşa dememiştir ben padişah olacağım… Çünkü hizmet öncelikliydi taht veya koltuk değil… Diğeri ise; hamamda bir tellak olan Patrona Halil adlı bir kabadayı Divan Yolundan saraya yürürken arkasına aldığı bir güruh kabadayı ile sarayı basarak sadrazamı değiştirip güç ve kuvveti eline geçirmiş iken ben padişah olacağım dememiştir. Değişimden sonra tekrar hamamdaki tellaklık mesleğine dönmüştür. Çünkü devlet kutsaldı ve devlet başındaki başbuğ bu kapsamda oluyordu. Bu temel vasıflar, cumhuriyetle kaynaşınca büyük bir medeniyeti kuracağımızın haberini veriyordu… Çünkü Türk insanının fedakarlığı ve devletle birleşme gücü adeta ulvi bir kaynaşmaydı… Osmanlının birçok yanlışına rağmen, görüyoruz ki devlet makamı keyif ve saadet makamı değil, bir hizmet koşusu. Açıkçası veya daha doğrusu Osmanlı ve devamı cumhuriyetle ne kapitalizmin yamyamca sömürüsüne tenezzül etmiştik, ne de sosyalizmin ağır şartlarına.
İbrahim Ayğırcı

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.