Bana diyorlar; Şiirlerin hep hasret, hep mutsuzluk…. Yokluk ne yaparsın..! Dün gidenleri ve kaybettiklerimi, Bu gün düşlerimde geri getiriyorum birer birer…. Şiir şiir sarılıyorum.
-1- Yalın ayaktılar. Yürüyordular, Elleri kir pas, Gözleri kara, Hepsi deli dolu. Yürüyordular, Yokuş yukarı. Yükleri ağır mı ağır. Onlarsa yüklerine, Sevdalı. Yalın ayaktılar, Yürüyordular, Sırtlamışlar Dünyayı, İçinde umut, İçinde sevda yeli. -2- Yalın ayaktılar. Yürüyordular, Darmadağın saçları Gömlekleri yamalı. Alınlarından akan ter Islatıyordu yürekleri. Yürüyordular, Bazen hırslı,...
Gecem karanlık , kap kara rüyalar…Ne gelen var, ne seven ne de öpen !Beyaz meleğim derdim sana oysa…Yanılmışım ! Melek olsan uçar gelirdin…Ruhumla baş başa düşündüm dün gece;Anladım ki üzerinde sihirsiz bir elbise…O anlar ta derinlerimde sıradan bir insan,Aşkı uzağımda kalan, duyulmayan bir ses gibisin.Sus Melekler yalan söylemez, derdin seninimYer bulamadı gönlünde onca masum yeminimBir anda unuttun beni, kanatsızsın eminimKalbimde de kalbine karşı yok asla benim kinimGecem de gözlerimi öyle hayaline kapatıyorumDeniz üzerinde beyaz bir martı olsam diyorumBir vapur içinde sen, simit yerine aşkını atsanİçine peynir yerine bir de sevdanı katsanDoysam kana kana , CANIMA CAN OLSAN. Henüz Şair Dilaver Karagöz
Gündüzün hengâmesinde sesler birbirine dolanır anlam kaybolur. Ama gece her fısıltıyı kristalize ederdi bir iniltiyi, bir özlemi hatta unutulmuş bir melodiyi bile. Çocukluk şarkılarının hüzünlü yankısı ruhun derinliklerinden, yükselen sessiz çığlık baykuşun keskin ötüşü gibi. Hepsi gecenin dokusunda, kendi ritmini, bulur. Gündüzün ağırlıklarını hafifleten, bir yanılsamadır gece. Gözlerin içinde...
Günden güne artar gamım kasvetim Dert babamın ben yuvama hasretim Çorum hastanesi oldu gurbetim Babama bir çare buluver doktor Haftalarca kaldık intaniyede Umudumuz yitirmedik yine de Sen sevgi selisin şu gönüllerde Çağlaya çağlaya doluver doktor Hemşire seferber doktor nöbette Hastaların her birisi bir dertte Yapayalnız çorum denen gurbette Çaresi ne...
Koltuklarını kabartarak birbirimizin iki hokka, İkramiyesi rindlik peşrevlerle, Bir hayat tüketiyoruz avare. Bildiğim bütün sözler sana dair. Bilmediğim kelimelere takılıyorum habire, Bildiklerimden size ne? Yunup yunup zühreye göz acılarımı, Ellerinden kaymamsa çabası. Kayganlıklara muhtaç bir evren var, Meymenetsiz bir gezegen var bu akşam galakside, Yörüngesiz bir Venüs olmalı muhtemelen, Kıskançlığı...