MARAKES’İN PORTAKAL AĞAÇLARI Kitap İncelemesi
İyi Akşamlar Arkadaşlar!
Tanıtmak istediğimiz eserin yazarı bir tarihçi. Yazdığı esere nam olan zat da bir tarihçi ama, Batının dediği gibi, tarih üstü bir tarihçi. Tarih sosyoloğu, Çağında dikkate alınma ihmali ile yüzyüze kalmış ama 18. ve 19. yüzyılda tarih sosyologları duruma ayıkmış ve şimdi İbn-i Haldun’un ne demek istediğini daha iyi anlayan ve belki de ileride çok daha iyi anlayacakları bir allamenin satırlara sığmaz kısa bir tarihçesi…
Eserin içindeki teknik sayılabilecek konuların tamamı İbn-i Haldun’a saygı ve hürmet gereği olsa gerek, tamamen bu allamenin “Mukaddime” eserinden ama, okuyucunun anlayabileceği bir şekilde şerh edilerek alıntılanmış. Yazar sadece eleştirel olabilecek düşüncelerini, günümüz tarih sosyologlarından kıyaslamalar söz konusu olduğunda fikirlerini yazmış.
Hakkında yazılan, Onu ihtisas kolu haline getiren öyle çok akademik çalışma var ki, benim bir şeyler söylemem çapsızlık olur. İbn-i Haldun’un hayatını, yaşadığı dönemi, onun için şerh yazanları okumadan anlamak oldukça zor. Hakkında değerlendirme yapan bir kaç eser tanıtmıştım. Bu da onlardan biri. En iyi tarafı da, roman gibi bir hayatı olmasından dolayı, kim yazarsa yazsın sıkılmadan okuyabileceğiniz eserler. Bu da o eserlerden biri.
İçinde altını çizdiğimiz öyle çok satır var ki, uzamasın diye yamayacağım. ileriki tarihlerde kısa kısa paylaşımlar yapabilirim. Tanıtım yazısını buraya yazalım ve meraklılarına da okunmasını tavsiye edelim!
– – – – – – – – – –
İbn Haldun’un tarihsel araştırmaya şaşırtıcı derecede çağdaş yaklaşımı, çağdaş dönem öncesi dünyanın önde gelen tarih âlimi olmasını sağlamıştır. Başyapıtı Mukaddime’de tarihsel kanıtları değerlendirerek olayların altta yatan sebeplerini belirlemeyi amaçlayan, Aristotelesçi kavramlardan hayat bulan bir yöntem geliştirmiştir. Yapısal tarih ve tarihsel sosyolojinin dünyadaki ilk örneğini temsil eden Mukaddime, Avrupa’daki Aydınlanma döneminden dört yüz yıl önce çağdaş tarih yazımını ve sosyal bilimleri öngörmüştür.
İbn Haldun, bu eserde, meslektaşı olan diğer Müslüman tarihçilerden kayda değmez şifahi geleneği bırakmalarını ve bunun yerine çalışmalarını felsefeden beslenen bir sosyal örgütlenmeler anlayışı üzerine temellendirmelerini talep eden kentli, kültürlü bir entelektüel dini otorite olarak ortaya çıkıyor.
Platon, Aristoteles ve Galen ile başlayan, Greko-İslami filozoflar Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd ile devam eden, sonrasında Montesquieu, Hume, Adam Smith ve Durkheim ile yenilenen entelektüel neslin bir üyesi haline gelen İbn Haldun ve başyapıtı Mukaddime üzerine ayrıntılı bir çalışma olan Marakeş’in Portakal Ağaçları – İbn Haldun ve İnsan Bilimi, iyi bir biyografi ve tarih kitabı olmasının yanı sıra aynı zamanda bir “Mukaddime’yi anlama kılavuzu” niteliğinde.
– – – – – – – – – – – – – –
Buraya küçük ama önemli bir not düşeyim. İbn-i Haldun öyle bir derya ki, Onu tek başlık altında değerlendirmek büyük hata olur. Öncelikle yaşadığı çağı göz önüne alırsak son derece zeki bir diplomat, Siyaset Bilimci, Tarih Felsefecisi, Kendi kabul etmese de Filozof, Tarihçi, Tarih Sosyoloğu vs. Böyle birine bütün olarak bakmamak, İbn-i Haldun’u anlamamak demektir.
Marakeş’in Portakal Ağaçları.
İbn-i Haldun ve İnsan Bilimi.
Stephen Frederic Dalle.
Çev: Ayşecan Ay. – Canan Coşkan.
Say Yayınları.
2018 Baskı – 391 sayfa.
Hayırlı okumalar dileriz!
Konu hakkında sorusu olanlara gücümüz dahilinde seve seve cevap veririz! Hayırlı akşamlar dileriz!
Bol okumalı ve sağlık dolu ömürler dilerim!
Bülent Demirel