Şiir

KİMSEYİ KOYMAM YERİNE Fakioğlu Abidin Mah cemalin gördüm düştüm derdine Kimseyi koyamam koymam yerine, Biçare şu gönül düşmüş derdine Kimseleri koymam koymam yerine. Ulu çınar gibi Göğü delersin Gönlüm ateşinde yanar bilesin, Ahdım dır dileğim sen hep gülesin Kimseleri bilmem koymam yerine. Geceler bitmiyor sökmüyor şafak Canda ten titriyor gönül...

PAŞA GÖNLÜN BİLİR Aradım cevap vermedi Paşa gönlün bilir Ali Hakkın sırrına ermedi Bakın nerden gelir Ali Hak yolunda ettin mi pes Lafı uzatma kısa kes İnan cümle alem herkes Ettiğini bulur Ali Cehalet kötü bir koku Nakış nakış halı doku Biraz düşün biraz oku Niye böyle olur Ali Alparslan...

YILLAR OLDU Bak daha haber edecek Aylar oldu yıllar oldu Söyle şimdi kim gidecek Uzun uzun yollar oldu Bitmedi gitti bu bitler Kimisi kapıyı kitler Bizim mahallede itler Birbirini kollar oldu Bence iyi düşün taşında Acemiler iş başında Bunlar çocuk on yaşında Seni beni sollar oldu Yok mu ilimde yarışan...

Kınama hırsız olanı, Sende çalacak gibisin, Bakıyorum hallerine, Koyun olacak gibisin. Umut vermiyorsun umut, Susup ediyorsun sukut, Alçakla beraber saf tut, Yolu bulacak gibisin. Yok haksıza,itirazın, Susarsın açılmaz ağzın, Dini olmaz ahlaksızın, Öyle kalacak gibisin. Hayat öyle kolay değil, Alçağın önünde eğil, Vaziyete göre şekil, Sende alacak gibisin. Bu insanlardan...

Yağmur çiseliyor hüznün üstüne. Hazan mevsiminin son ayındayız. Matemini gizlemiyor gök yüzü. Gri ve siyahın tonlarında İnsanlar akıyor ”Dolmabahçeye” Yüz değil, bin değil, on binlercesi. Öldü! Dediler Bir on Kasım sabahı Herhangi birisi değilidi, ölen. Matemine sessizce, kirpiklerden yaşlar süzülen. Yirminci asrın dehasıydı o. Söyle! Haydi söyle … Ey !...

Sana öldü diyemem, Sana ölüm yakışmaz, Sana öldü diyenler, Ölümü anlayamaz. İnsanda beden ölür, Fikriyle yaşar insan, Sayende kurtarıldı, Bu millet,aziz vatan. Bu gün 10 kasım Ruhun şad,mekanın cennet olsun. YÜCE ATATÜRK. Ali AKIN

Aradım ama açmadı İşi olmasa dönerdi Uç dedim ama uçmadı Aşkın ateşi sönerdi Neden böyle oldu neden Cahil idi zaten deden Bol keseden bol keseden Güzel tavsiye önerdi Birşey bilmez bizim paşa Baltayı vururdu taşa Hep başa sarardı başa Olmazsa yine denerdi Alparslan niye gelmezdi Yüzü asıktı gülmezdi Tasarruf nedir...

Çöl gibi Urfa sıcağında Aylardan temmuz temmuzda Bu havada üşünür deme bana Üşüyorum anne yüreğim üşüyor Bedenim cehennem sıcağında Yüreğim ise kuzey kutbunda İnsanlar birbirine ne kadar soğuk Kalabalıklar içinde yalnızlıktan Üşüyorum yüreğim üşüyor anne Merhamet sanki kaybolmuş İnsanlık bu diyarları terk etmiş Sanırsın dünyayı uzaylılar istila etmiş Ruhsuz kalabalıklar...

EN OLMAZINDA GECENİN KARANLIĞIN ETEĞİNDE TİTREDİ GÜN!(*) Ansızın Uyanır da bir gece yarısı, Tutmaz olur da uykuların, Bırakmaz yakanı… Bir “konuk” gibi Gönlüne düşer, Aklına o geliverir. Belki de çoğu bilmez, Kim bilir, beklediğin hangi konuktur, O “en olmazında gecenin”…!? Bilirim, O gün bugündür, Devleşir oldu “bir başınalık”ların ve dahi...

İkinci el, tuzsuz aşklara razı edemediniz ama Uzağa gidemeyecek pulsuz mektuplar yazdırdınız bana. Sanırım, beni ayakta tutanlar, Şu kursağımda kalanlar… Çok sigarayı bana tersten yaktırdınız, Ümitlerim, hayallerim, aşklarım… Hiç gelmeyecek trenler beklettiniz bana. ALP ARSLAN

Kıyamet kopmaz elbette, Dünya döner yine, Gün kendini tamamlar Ama zaman ağır aksak yürür bende… Deprem olmaz elbette, Sarsıntılar meydana gelir, Yürek hasar alır biraz Ama taş taşın üzerinde durmaz bir daha… Gökkubbe çökmez elbette, Kara bulutlar dolaşır, Gözyaşı peydah olur biraz Ama o göz pınarlarından damla düşmez bir daha…...