BABA PARA YOK NECATİ AÇIKGÖZ … Şehrin caddeleri olabildiğince ıssız. Ne bir ses var etrafta, ne de gözle görülebilen kalabalıklar. Ana cadde yol güzergahı boyunca belli aralıklarla sıralanmış çöp bidonları, sahipsiz kedi ve köpekler arasında sanırsınız taksim edilmişte, her birisi sıra nöbetlerini vukuatsız tutabilme cidiyetinde beklemekteler bidonların başında. Sabahın erken...
“HANGİ DAĞIN BİR KENARI YOL DEĞİL” Ali Rıza Navruz Ağlamaklı lacivertlerin en koyusuna yükselen bir yer kabuğunun adına dağ dense de birçoklarına göre yol kesen harâmidir. Onu aşmak, varılacak yere ulaşmak büyük çaba ve sabır gerektirir. Engeli gören ve onu aşamayan, alır eline silahını ve başlar avaz avaz bağırmaya: “Dağlar...
Güzel bir kasaba’da kendi halinde yaşayan cihan ve ailesi.. Kendi hallerin’de hayata,, tutunmaya çalırlar.. Cihan’ın ilk okul’dan bir arkadaşı vardı.. Araları çok iyi olmasada anlaşırdı”lar henüz ikiside çocuk yaştaydı”lar Haluk’la yanlız dişarda okul’da oynar, vakit gecirirlerdi.. Herikisininde dersleri, çok güzeldi.. Aileler, ilgiliydi, arasıra yolda rastlaşırlardı.. Birgün yine günlerden bir gün...
KULAK KABARTMAK Necla Karatekin Kaplan … Hiçbir şey, gizli kalmaz. Bazen gizli söylemler, kulaktan kulağa gider. Senin tanımadığını başkası tanır dinlersin o sırrı. Bilmeden başkasına anlatırken kulak kabartırsın. Mesela birgün bir yerde tesadüfen bir yerde arkadaşımla çay içerken yan masada iki arkadaş derin bir sohbete dalmışlardı. En sevdiğim arkadaşımdan bahsediyorlardı....
KEŞKE GELSEYDİ Serdar EPÖZDEMİR … Telaşlı bir kalabalık vardı Ankara tren garında. Koşuşturanlar, hamal arayanlar, çocuğunun elini tutmaya aynı anda da trene yetişmeye çalışanlar bir de büfeden sigara almak için çabalayan yolcular. Bu hengâme içinde amaçsız biçimde oradan oraya koşturan biri daha vardı. Üstü başı dağınık, kirli, ayaklarına bezden bir...
HAYAT HER YAŞTA GÜZELDİR Necla Karatekin Kaplan … Hayat her yaşta güzeldir kuşların senfonisi eşliğinde yaşarız bazı günler. Çocukluğumu gençliğimi izlerim. Zaten yaşlı değildir insanlar biraz daha olgudur. Gençliğinde çocukluğunda yapamadığına ah, çeker yaptıklarına özlem duyar anılarına karıştırır sarar sarmalar yıllar geçsede o anılar insanı diri tutar. Bazan düşer aklıma...
VATAN SEVDASI Necla Karatekin … Vatan sevdalısı genç adam, henüz yeni evlenmişti, belki bir iki aylık evliydi Askere çağrılır, hazırlıklar derken genç askere gidecek. Eşi neden askere gidiyorsun, Paralı yapsaydın der bak biz, yeni evlendik, neden bize, bunu yaptın der. Canım gözümün nuru kalbimiz birlik, değil mi, der.. Ben sana...
Beklenen Sıddık Sert .. Denizin üstündeki sis yavaş yavaş kalktı. Aniden kanatlanan martıların çirkin çığlıkları göğü yırttı. Sahilde, birbirine benzer kafelerden birinin denize bakan terasında, her zamanki yerime oturmuş kahvemi karıştırırken yine o kız göründü. Güleç yüzünde telaş ve tedirginlik… Her zamanki masaya yönelip oturdu. Pinekleyen garsonlar ayaklandı. Hafif bahar...
SINAV SAATİ Necati Açıkgöz … Çekip kapıyı, çıktım dışarı. Sabahın altısından beri yoldayım. Dışarıda hava buz… Öyle bir kuru ayaz, burnumun ucu ve daha da çok kulaklarım yanıyor soğuktan. Sırtımdaki paltonun yakasını çekiyorum yukarıya ne mümkün kapatsın kulaklarımı. Tarla yüzeyi don tutmuş allahtan Ayakkabılarım her zaman ki kadar çamurlu değil....
Yetmişine merdiven dayamış yaşlı büyükanne meşe palamudunun gölgesine bir kilim sermiş buğday eliyordu. Kalburun üstünde toplanan buğday kavuzlarını parmaklarının ucuyla alıp dışarı atıyor, kalburun altına geçen cılız kavruk buğday tanelerini de tavukların yemlerine karıştırmak üzere bir kenara ayırıyordu. Hareketlerine bakılırsa kalburla ve elekle olan tanışıklığı yeni değildi. İleri yaşına rağmen...
(GOCU DEYMEN) Koca Değirmen, çatısı kara kiremit döşeli uzunlamasına kocaman bir taş binaydı. Adına yaraşır şekilde tek kanat kocaman bir ahşap kapısı vardı. El yapımı kocaman kocaman demir menteşelerle yerine tutturulmuştu. Ağır kapı yarı aralık duruyordu. Etrafta kimsecikler yoktu. Herhalde değirmene en erken gelen müşteri olarak ilk sırayı kapmıştım. Boştaki...