HİÇ DERS ALDIK MI?

HİÇ DERS ALDIK MI?

Ozan Anzeri

…

Yalnız müteahhit suçlamak kolay
Onca deprem gördük hiç ders aldık mı?
Hatırla, rüşvetle onaydır olay
Sonucu görüp de memnun kaldık mı?

O günün tarihi altı şubattı
Gördüğüm manzara içime battı
Tuz buz olmuş bina kimi yan yattı
Acaba derinden hissedildik mi?

Adıyaman, Urfa, Malatya, Maraş
Osmaniye, Antep mahvolmuş gardaş
Diyarbakır, Kilis, Adana dolaş
Hatay’da kalmamış taş üstünde taş
Biz yaşıyor muyuz yoksa öldük mü?

Deprem değil kötü bina öldürür
7,7 fena öldürür
Önlem alınmazsa yine öldürür
Arsızların üstesinden geldik mi?

Bilim insanına kulak vermedik
Doğruyu gösterdi ama görmedik
Bizler canımızı yoldan dermedik
Söylenen sözleri makul bulduk mu?

İnsanın insana attığı kazık
Allah’ından bulsun yazıktır yazık
Utanmaz, arlanmaz mayası bozuk
Rüşvet kapısını yine çaldık mı?

Çimento, demirden bolca çaldılar
Parayı sayarken çok zevk aldılar
Ne bilsin alanlar memnun kaldılar
Depremden sonra da memnun olduk mu?

İddia odur ki kayıp dört-beş kat
Benim gibi bilen çok var da fakat
Söyleyemez kimse pek rahat rahat
Aldandık mı yoksa aldatıldık mı?

Liyakatsiz hatır, gönül işiyle
Başa çıkılır mı üç beş kişiyle?
Kadroyu doldurmuş dostu, eşiyle
Nerelerde eksik artık bildik mi?

Öncesi, sonrası, anı düşünüp
Depremlerde seni, beni düşünüp
Tedbir alan var mı yeni düşünüp
Bilip, bilmeyene haber saldık mı?

Mazlumların ahı indirir şahı
Sürekli can yakar bilmez günahı
Her gecenin elbet vardır sabahı
Sabah olduğunda acep güldük mü?

Bu gün de günlerden salıdır Salı
Gözüm yaşı bitti musluk kapalı
İçimiz yanıyor nasıl durmalı?
Zalim gibi bizler akıl çeldik mi?

Yazabildiklerim ancak bu kadar
Bu şekilde ölüm değildir kader
Dünya, âlem görse bizlere ne der?
Haram lokma ile zevke daldık mı?

Anzeri uzatma bağrım eziktir
Kırk iki bin kayıp günah, yazıktır
Âdemden bu deme düzen bozuktur
Dertliyim diyenin derdin böldük mü?