Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

HASRET TÜRKÜSÜ

24 Şubat 2023 14:23
318
A+
A-

HASRET TÜRKÜSÜ

Ali Rıza NAVRUZ


Oldukça cüretkâr bir sorusuydu şu bizim meraklı Melahat’ın sorusu:
“O can kim?”
“Cehennemin dibiiiii…” Diyebilir miydi ki şair? Sadece ve sadece; “o bir şiirdir” diyebilmiş… Şiirden de anlar ya Melahat, başlamış kesmeye ahkâmı:
-Semantik açıdan çok çok açık buldum o şiiri. Hatta retorik açıdan da yavan! Şiir tahtında değil yani.

O canın vazgeçilmez oluşunu, alışkanlığımın çerçevesine resmedip gözlerine sokmak gerekecek diye düşün­dü şair… Sonra öfkeyi terk edişini hatırlayıp sustu! Mecnun’un sesiydi kralın karşısında yankılanan: “Efendim siz ona bir de benim gözlerimle bakın!..”

Senin şiiriyetin, benim mecburiyetimle birleşince yuka­rıdaki bu tablo hep sergilenecektir caaan! Mecburiyet dedim de; Atilla İlhan aklıma geldi bak şimdi:
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum…”

Mecburiyet mukadderata, mukadderat ise takdîriyete bağlı olunca bu denklemi çözmek galiba bizleri aşıyor be caaan! Dostoyevski: “Eğer Tanrı yoksa her şeye izin vardır.” Derken……

Gecenin şu sensizliğine eklenen; saatimin akrebi… Akrebin kuyruğuna eklenen; yağmur… Yoksun!.. Ama olmuş olsaydın; şiir, ben, gece, sevda ve sen tertibiyle vaat edilen cenneti bu dünyada bulmuş olurduk… Ellerim! ki onlar; yokluğuna yapışmış… Sevdaya soyunmak zor be caaan! Öylece kalmak da zor ötesi zooor!..

İşte büyük buyruk: “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var.” Sadece ve sadece bu buyruğu dikkate almış olsaydık, şimdi cihanı tutacak yürek sesimizin meâli herhalde şöyle olurdu: Gökyüzünün maviliği avuçlarımızda…

Yaşama sevincimizin tam da orta yerine yağıyor bu çile… Omuzlarımın bir türlü dik tutamadığım kısımlarına hatta! Ve yağıyor hep de… Gelmeyeceğini bilmek onun işi olamaz ki!..

Karanlıkta sönen el feneri…

Hasret türkülü yağmur! Ve ben…

Deli-dolu bir tutku benimkisi belki…

İllaki sen yoksun!..
Sun/sun yağmur bereketini…

Yazarın Diğer Yazıları
21 Aralık 2022 00:01
15 Aralık 2022 00:30
1 Mart 2023 18:43
21 Temmuz 2022 21:01
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.