Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C
Salı Parçalı Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C

BU NASIL VATANDAŞLIK

20 Temmuz 2022 08:09
436
A+
A-
BU NASIL VATANDAŞLIK – İsmail Ayğırcı


Alıştık artık, köleliğe ve ümitsizliğe. Minarelerimizde ezan okunuyor. Camilerimizde ibadet ediliyor. Dualarla ibadeti yaşayanların hayatlarında bir değişiklik yok. Her şey eskisi gibi heyecansız ve soğuktur. Soğuk hayat; bütün çarpık hisleriyle donuktur. Donuk hislerle yabancının her telkinine kulaklarını açmışken, heykel daha çok taşlaşıyor. Mezar taşı gibi, sokaktaki heykel gibi. Endişe içindeyiz ama endişe duyduklarımız hala ilmin perhizi içinde duasıyla ibadete devam ediyor. Kafalarına tokmak yemiş bir yaralının şuursuzluğuyla cehalet dolu ibadetlerine yapışıyorlar. Düşünemiyorlar. Bir zelzeleyi haber veren cehaletleriyle karanlıklarda… Ve karanlıkta cehalet, cinnetin kamçısı gibi yüzlerini kamçılıyor. Yine de cehaletlerini aydınlatan tek ışık, tek çalışma yok. Korkunç bir sarsıntı ile haritalarında silinen toprak parçaları var. Kopan toprak parçalarına rağmen bu insanların yeni bir rüyası yok. Rüyaları parça parçasından dökülüyor. Halbuki mazimiz tufan öncesi bir hatıraydı. Hatıramızda kalan geçmişimiz; ezeli nurun en muhteşem tarihini sergiliyordu. Sergilenen zirveler, büyük alimlerin, büyük ermişlerin, kısacası büyük ruhların kanat çırptığı zirveler iken, hangi devlet bizimle boy ölçüşebilirdi? Eskiden her yıl tanrılara insanlar kurban edilirmiş, şimdi başka bir yolla binlerce insanın kanına girilmektedir. Bu yolla insanlarımızın da kanına girerlerken, hakkın değil, paralı kuvvetin hakim olduğu bir kavim yaptılar bizi. Ki bu kavim her türlü kabiliyete ve her türlü sanata düşman oldu. Tek kabiliyet parada istiflendi. Zaten kabiliyet ve sanatı kaybedenler, paraya sahip olmayı öncelikli sıraya taşımışlar. İlk sıraya taşınan servet sahipleri devlet tarafından koruma altına alınırken, devlet adamları servet biriktirme hakkını kendilerine de kazandırmış olmakta…

İsmail Ayğırcı

Yazarın Diğer Yazıları
3 Ocak 2023 22:24
26 Nisan 2022 11:06
29 Eylül 2023 15:26
9 Kasım 2022 22:03
14 Aralık 2022 23:31
21 Ocak 2023 16:05
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.