Özlemler karışıyor gecelerime Adını koyamadığım, Bilinmedik bir zamana, Kaptırdım yitip gidenleri Sonu var mıydı? Bu özlemlerin Kalk git demeye, Göcüm yeter miydi? Kendi kendime boğulduğum Bu çıkmazda Bir yolu var mıydı? Yoksa sonum muydu? Bitmek bilmeyen özlemler… Emrah Elitaş
Umut dünyamın pencerisini yarim Yalnız sana sonuna kadar açtım Zamanımı sadece sana ayarladım Seni gördüm göreli cennetim Ben yüreğimi yüreğine mühürledim Yürek pusulam sadece sen sen gösterir Sana çıkar, durur bütün yollar Gezdim de dünyayı diyar, diyar Bulamadım senden özge yar Ondandır yüreğimi yüreğine mühürledim Ne yaptın sen bana yar?...
Hani çoğu zaman insanların paylarına yorum olarak ve/veya kendim pay açarak “İnsan olmak çetin ve derin meseledir.” diyorum ya… İşte bir tanesini yazayım. Geceye bir not düşmüş olalım! İnsanları ne kadar duyuyor, hissediyor ve onlarla oluyorsan o kadar insansın! Ama bunun bir olmazsa olmazı var. Bunu başa kakmadan, o insan...
Sensin benim hayallerle yüklü gündüzüm düşlerle süslü gecem Hayatım seninle dolu dünyam seninle bir bahar gibi rengarenk Adın dilimde tekrarladığım geceleri sayıkladığım bir tek hecem Sensin benim bir ömür gönül tahtımda hakimiyet sürecek ecem Ey güzel zarif kadın anladım ki gönlün gönlüme yüzde yüz denk Ölünceye değin aramızda olacak harika...
… İnsan öldüğünde en yakınının, en sevdiğinin unutma süresi 18 aymış. Yani 18 ay sonra acısı diner, sizi tatlı bir anı olarak anımsarmış. Düşününce, içim acıdı bir an,, Değer verdiklerimin,çok sevdiklerimin, “Onlar olmadan, asla olmaz” dediklerimin beni 18 ay sonra unutacak olması… İyi bir iş, geniş bir ev, bir araba,...
“Köşe yazısı adından çıkarak “Ruh Tefecileri” dedim. Olayın ruhla şöyle bir alakası var, hayatınızda ruhunuza iyi gelmeyen insanlar ve hadiseler bulunmakta. Bazen bütün enerjinizi de emiyor ya hani bunlar. O yüzden özellikle parmak basmak istedim. Artık bir salın birbirinizi. Hayat yeterince zor ve karmaşık, içinden sağ da çıkamayacağız nasıl olsa....