Değer bilmez kıymet bilmez Çelme takar hiç durmadan Sevgi nedir gönül bilmez Hep uğraşır bak durmadan . Doğduğum yer hep hor bakar Engel çıkar kafa takar Benzin düküp diri yakar Kanayan yaram sarmadan . Engel çıkarır yoluma Kilitler vurur dilime Düğümlenir hep kelime Hali vakti hiç sormadan . Nasıl birşey...
Bartın Ağlar Ülkem Ağlar . Hüzün geldi çile oldu Medencinin rengi soldu Yürek yandı canlar için Yaşlarla bak gözler doldu . Yürekler yasa büründü Kırk bir ocak birden söndü Anaların içi yandı Yaşlarla bak gözler doldu . Feryad figana karıştı Herkes zamanla yarıştı Vakit geçti yüz buruştu Yaşlarla bak gözler...
“İyi”, ya da “kötü” diye bir şey yok bu dünyada, Adamına göre değişir her şey. Mesela, şu sonbahar yağmuru; Ne kadar romantik, değil mi? Sevgilinle yürüyorsun altında, Birlikte ıslanıyorsunuz, İçin kıpır-kıpır. Ama sen onu bir de Şuradaki kimsesiz çocuğa sor: Ayakkabısı delik, Gömleği yırtık-sökük, İçi darmadağın. HAİKU Vedamdı benim O...
Şehirden ayrılıp evime dönmek için at meydanından bir araba kiralamam gerekiyor. Sürücüsü başında olan tek talikaya doğru usulca yaklaştım. Arabanın sürücüsü olduğu yerde hafif hafif sallanıyor. Belli ki yaşlı adam az önce demlenip öyle oturmuş arabasının başına. Adamla gitmek istediğim yeri anlattım ve fiyatta anlaştık. Yaşlı sürücü konuşurken ağzından buram...
Çekiştirip durma öyle sağımdan, solumdan. Ne laf anlamaz şeysin, sen öyle. Öf…aman, yettin be! De ki, tuttun ellerimden. De ki, alıp götürdün dilediğin yere. De ki, içinden geldi de ısmarladın; yedik, içtik bir şeyler. Bitmiyor ki gitmekle, yemekle, içmekle. Her şeyden önce sevgi gerek. Güven gerek, ruh gerek, ruh… anlıyor...
ALAYINA İsyan ediyorum isyanHepsine bak alayınaHemen müdahale edinCahillerin olayına Boşuna imiş övdüğümDizlerimi hep dövdüğümÖyle değil mi sevdiğimGidelim mi balayına Alparslan bulmuş eşiniBırakmaz asla peşiniİşini yap sen işiniNasıl gelirse kolayına Alparslan Kunduz