AGATHA CHRISTIE’NİN GÜVERCİNLER ARASINDA BİR KEDİ ADLI ESERİ ÜZERİNE
Arzu ORTAÖREN
…
Bence okulda bir tuhaflık var. Sanki aramızda burada olmaması gereken buraya ait olmayan biri var. Yani güvercinlerin arasına karışmış bir kedi gibi öyle bir şey. Bunu hissediyorum. Biz, hepimiz güverciniz. Kedi ise aramıza girmiş. Ama onu bir türlü göremiyoruz.
Ortadoğu’da iç karşılıkların sürdüğü bir ülke. Ramat. Ülkenin kralı Ali Yusuf ve yakın arkadaşı Bob Rawlinson. Darbe adım adım yaklaşmaktadır ülkeye. Ali Yusuf kaçıp kurtulma planları yaparken bir yandan da en yakın arkadaşı ve pilotu olan Rawlinson’a bir emanet bırakır. Olurda hayatta kalırlarsa geleceklerinin garantisi olabilecek mücevherlerdir bu emanet. İngiltere’ye gönderilecek olan mücevherler için Rawlinson ablasını aracı kılar. Fakat onu tehlikeye atmamak adına gizlice yapar planını.
İngiltere’de bir kız okulu. Meadowbank. Öğrencilerini özenle seçen ve yıllardır toplumda büyük bir saygınlığa sahip okulun sadece kadınlardan oluşan yönetim ve öğretmen kadrosu. Ve okulun spor salonunda işlenen korkunç cinayet.
Hercul Poirot’in yer aldığı bir macera eşlik etti bu kez bize ama kahramanımız son çeyrekte dahil oldu hikayeye. Üç cinayet ve bir kaçırılma olayının yaşandığı maceramızda ardarda işlenir cinayetler. Bu cinayetlerin Ali Yusuf’un mücevherleri ile olan bağlantısını, işlenme nedenlerini ve katili bulma çabasını zeki dedektifimizin ince detayları ile çözmeye çalıştık. Bu sefer şüphelendiğim kişi doğru çıktı ve bu durum mutlu etti beni. Çünkü çoğu zaman katili bulamam Agatha ablamızın kitaplarında.
Sevgili Fatma ve sevgili Sevilay teşekkür ederim birlikte okuduğumuz, sonrasında yaptığımız sohbet için. Yeni ayda yeni macerada buluşmak dileğiyle.
Kediyi öldüren merakıdır derler.
İhtiyarların düşleri, gençlerin vizyonları vardır.
Geçmiş geçmişte kalmalı, geçmişe takılıp kalmamalısınız. Gelenek bir ölçüye kadar iyidir ama fazlası zarardır. Asıl önemli olan gelecek. Şu anda nasıl olduğunun bir önemi yok, gelecekte nasıl olacağın çok daha önemli. Geçmişte doğru olana sahip çıkıp, yüzümüzü geleceğe dönmeliyiz.
İnsan ne zaman geri çekilmesi gerektiğini bilmeliydi, bu da yaşamın gereklerinden biriydi. Gücün azalmaya, görüşün daralmaya, anlayışın kıtlaşmaya, işten sıkılmaya, çalışmayı sürdürme fikrinden korkmaya başlamadan çekilmesini bilmek gerekiyordu.
Yaşam böyle bir şey işte, ancak hata yapa yapa öğrenebiliyorsun.
az ışıklı, çok gözlüşehirlerde indimgece trenlerinden ne eteğimde taş vardıne mataramda su İçinden nehir geçenşehirlerde indim yatağınıtemizliyordu sular İndim,sırtını dağa yaslamışşehirlerde sağ omzumdaağırbaşlı yalnızlığım sol omzumda kelimeler Öner Fikri
Çizdi Kader doğarken dert yolumu Attı hoyrat ellere büktü boynumu Eyledi muhtaç beni bir vefasıza Hasret bıraktı kesti soluğumu Aşk bir araya gelip ayrı düşmekmiş Ölüp ölüp yeniden dirilmekmiş Ömrün her günü gecesin de Bitti dediğinde yeniden sevmekmiş Yaralı gönlümün kalmadı dermanı Böyleymiş talihimin aşk fermanı Çıkmaz sokakta seni bulamamak...
Su sıkmak güneşe benimki, Tazyiki yüksek göz suları güvencem. Fırça darbeleri ardı ardınca Vebalı siyah güllerine karanlığın Kuruntulu gülşen, bülbül müşkülpesent madem Sözde goncalar pek bir cüce, Pek bir küstah bahçıvan . Adaleti olmayan koyu güce, Köpük banyosu öyleyse. *** Hep devrik cümleler kalemimde, Cebimde kasvet kaktüsü Eli böğründe bekleyiş...
Eskiden insanda insanlık vardı Eskiden birlik vardı Eskiden beraberlik vardı Eskiden gözü kapalı güven vardı Eskiden bütün aile bireyleri Bir sofrada toplanırdı Eskiden bütün kardeşler Bir tasta su içerdi Eskiden huşu içinde bilinirdi İnsanın iki yüzü yoktu Dost da belliydi düşman da Şimdi mi yollar kısa kısa ama İnsanlar birbirine...
Bu dünyaya yeniden gelseydim ben sevmek için yine seni seçerdim Seni sevmekte kendimle yarışırdım her seferinde kendimi geçerdim Delice bir sevda rüzgarı olurdum gönül dağında delicesine eserdim Estikçe senin ayaklarını efsanevi aşkımla sevdamla yerden keserdim Yer yüzünde güz yaşansa da bütün bahçeler sararsa solsa kurusa da Seninle hazan mevsiminde bile...