“Anlamlı İlişkiler Kurma ve Sürdürme Sanatı” Etrafımızda birçok kişi var birçok kişiyle dostluk kuruyoruz ancak bir o kadar da kendimizi yalnız hissediyoruz. Peki iletişimde neleri eksik veya yanlış yapıyoruz? Kimine değerinden fazla anlam ve değer yüklüyoruz, kimineyse de hiç değer vermiyoruz. Böylece gerçek fırsatları göremiyoruz! Dostluk, hayatın en kıymetli hazinelerinden...
“ŞIIR KANATLI KUŞLARIM” kitabından. Yağmurlar yağıyor bak yine Rüzgarların savurduğu yaprakların arasında kaybolmuş umutlarımın üstüne. Islanıyor sevdalar, sırılsıklam… Bense seyrediyorum camdan sessiz, sensiz. Karşımda çarşaf gibi masmavi deniz ve elimde kahvem, uzaklara dalmış gözlerim… Yoksun tabi yine sen, her zamanki gibi. Yalnızlık eşlik ediyor yudumladığım acı kahveme. Denizin bittiği yere...
YAZAR ELENA MANTU RÖPORTAJI İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Merhabalar kıymetli ziyaretçilerimiz. ESANMEL, Edebiyat ve Sanat Meltemi Sitesi olarak yine edebiyat ve sanatla harmanlanmış harika bir röportaj ile karşınızdayız. İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin on altıcısı ile karşınızdayız. On altıncı konuğumuz yazar Elena MANTU. Evet… Şimdi sorularıma geçiyorum böylelikle...
Kahve içiyorum. Hem de Türk kahvesi. Bu yaşıma kadar fal baktırmak amacıyla burnumu tıkayarak içtiğim bol şekerli kahveleri ve yanında suyu kafama dikme çabalarımı saymazsak. Üniversite yıllarımda Taksim’de bir kafede genç bir çocuk bakmıştı falıma. Hep gidiyordum. Burnumu tıkayıp kahveyi içmeye çalışıyordum. Fal baktırmaktı amacım. Sıramı da dört gözle beklerdim....
Moda Tasarımının Sonsuz Derinlikleri Moda tasarımının derinlikleri sınırsızdır; tasarım yalnızca görüneni değil, görünmeyeni de yansıtır. Tıpkı bir yetişkin ve bir çocuğun aynı nesneye bakıp farklı anlamlar çıkarması gibi. Her ikisi de aynı gözlerle bakar, ancak bambaşka dünyalar görürler. Bir çocuğun gözünde mavi bir elbise, masmavi bir gökyüzü, heyecan verici...
29 Kasım 2018 Perşembe… Bugün her günkü gibi bir gündü tabi ama hayatımın şeridinde farklı bir şey oldu. Tarihten de anlaşıldığı gibi bir sonbahar günüydü. Her zamanki şeyler tekrarlandı. Ta ki evden çıktıktan sonra bir ağacın yüreğinden kopan bir yaprağın hayatıma anlam yüklediği ana kadar…Yürüyor ve kendi kendime konuşuyordum evden...