Yusuf Ziya Yörükan’ın kaleminden çıkan Şamanizm adlı eserden dimağda kalanlar…
Şamanizm konusunda araştırmacıların üç farklı görüşü vardır. Bunlardan ilki, Şamanizmi bir din olarak kabul eder ve bunu iptidai (ilkel) toplumların egemen olduğu dönemlerde geçerli olduğu bir din olarak kabul ederler ve hatta Türklerin Gök tanrı inancını buna örnek olarak görenler de vardır.
İkinci görüşe göre ise Şamanizm her ne kadar peygamberi ve kitabı olmasa da iptidai bir din olarak kabul eder ve ilkel toplumlarda ilk görülen dinsel yapı olarak varsayar.
Üçüncü görüş ise Şamanizmi bir din olarak görmekten daha ziyade bir kültür, bir dinsel sihir olarak kabul eder.
Şamanizmi bir din olarak kabul edenlerin başında Prf. Dr. Yusuf Ziya Yörükan Hoca gelmektedir. Ona göre Türklerde tarihe malum olan devirlerde müspet vaka olarak müşahede edilen ve vakalar içindeki izlerinden en iptidai devirlerde yaşanıldığı anlaşılan din şamanlıktır. Türklerin bugünkü maneviyatını teşkil etmekte olan adet ve ananelerin temelinde Şamanizm’in izleri bulunmaktadır. Yazara göre her milletin iptidai din olarak kendine mahsus bir başlangıç tarzı vardır.
Bu tarz, bazı milletlerde totemizm bazılarında animizm ya da natürizm bazılarında ve Türklerde ise Şamanizm’dir. İptidai dinler umumiyetle mistiktir. Bu sebeple bu dinler sofuluk ve tarikat perdeleri altında devam etmiştir. Bu akideler ve ayinler sofuluğun icabından göründüğü halde hakikatte eski anneannelerin devamıdır.
Yusuf Ziya Yörükan’a göre Şamanizm’in Anadolu’daki takipçileri Alevilerdir. Günümüz Aleviliği ile iptidai şamanlığın ortak olduğu birçok nokta vardır
Uygarlık öncesi toplumların inançlar bütünü olarak görülen Şamanlık tarih boyunca çeşitli uygarlıkların etkilerine açık olmuştur. Şamanik yöntemlerle ilgili dikkate değer özelliklerden birisi de değişik yer ve zamanlarda farklı görünümler almasına rağmen, Avustralya yerlilerinden Kuzey ve Güney Amerika’ya Sibirya ve Orta Asya’dan Avrupa ve Güney Afrika’ya kadar dünyanın birbirinden ayrı ve uzak bölgelerinde birbirine benzer ritüelleri olmasıdır.
Şamanlık, her oymakta, her boy ve budunda birbirinin aynı değildir. Her zaman kendisini himaye eden ruhların, Ataların, Tanrıların ilhamına tabidir. Diğerlerini taklit etmez. Onun yandığı şeyler ve ayinde yaptığı şekiller diğerlerinin merasimine birebir uymaz. Şamanlık insanların kendi aralarındaki hukuki münasebetlere siyasi emir ve nizamlara müdahale etmez.
Şamanizm, sadece dini akide ve ibadet şekillerinden ve sihri merasimden ibarettir. Türklerde şaman kelimesi yerine Kam kelimesi kullanılır.
Kamlar, nevrastik şahsiyetler yani karışık adamlar veya meczup şahsiyetlerdir. Bunlar tahsil görmedikleri halde dinin bütün esrarını, Tanrıların hayatlarını ve seciyelerini, onların işlerine müdahale ve hareketlerine tesir etmeyi bilirler. Bunlardan hemen hemen her oymakta bir veya iki tane bulunur.
Kamlık ırsidir. Yedi atası kam olanlar veya dokuz babası Kam olanlar vardır. Ama bazen kam ailesinden olmayıp sonradan Kam olanlar da çıkabiliyor.
Bunların özelliği nevrotik şahsiyetler olmasıdır. Türkler birçok dinden millet ile savaşmış ve bu savaşlarda genelde galip gelmişlerdir. Ama Türklerin dinleri teşkilatsız ve misyonersiniz olduğu halde mağlup milletlerin dinleri, ruhanileri ve propagandacı alimleriyle beraber kitaplı ve teşkilatlıydı. Türkler muhtelif dinlere girerlerken şamanlığı da beraber götürmüşler ve yeni dinlerden bazı cihetlerde yeni esaslar almalarına mukabil yeni unsurlara eski kültürlerini taşımayı başarmışlardır.
Şamanistler dünyayı Gökyüzü, yeryüzü ve yeraltı olmak üzere üç kısma ayırırlar.
Gökte yukarı dünyada Ülgen, Bayülgen adı verilen gök tanrı ve ona bağlı iyi ruhlar bulunur.
Orta dünyada, yeryüzünde insanlar ve diğer canlılar vardır. Aşağı dünyada, yer altında ise Erlik han ve ona bağlı kötü ruhlar yaşar. Her türlü iyiliğin Ülgen’den ve her kötülüğün de Erlik Handan geldiğine inanırlar.
Şaman, mesleğindeki bilgi ve gücü atalarından alır. Ayin sırasında davulunu yönetmeyi, makamla dualar okuyup ruhları çağırır.
Şamanlar genellikle yoksul kimselerdir ancak yaşadıkları toplumlarda etkinlikleri yüksektir toplum yaşamında düzenleyici rol oynamış bağlı olduğu oymanın hayrına çalışmıştır yaptıkları işten ücret almazlar günlük yaşantılarına diğer insanlar gibi devam ederler şamanın en etkili silahı davulu ve cübbesidir.
Merak edenler daha detaylı araştırmayı yapabilirler…
Mahmut Çiçek – Bana ait size emanet