Sema gelin inmiş düze Kaş göz eder süze süze, Cennetten nur akmış yüze Sema gelin Sema gelin. Tutunduğun dal olayım Sen ateş ben kül olayım, Kapında ki kul olayım Sema gelin Sema gelin. Sema gelin kınalanmış Yürek yara parelenmiş, Bakın kime sevdalanmış Sema gelin Sema gelin. Kaşları var kalem kalem...
“Arda Nehri; İsmail ile paylaşamadığımız, gururumuz ve inadımız uğruna hayatını zindan ettiğimiz gelini kendi koynuna almış götürüyor. Ve bir haykırış duyuyorum. Balkanları bıçak gibi kesen. Bu feryat kimin? Bu köprüde çırpınarak dövünen, kaderine ağlayan adam da kim? Allah’ım bu azap kimin?”
Kadınlar hayatın incisi, Kâinatın göz bebeği, Yüreklerin sevgisi, Çocukların anneleri.. Erkeklerin Gönül yoldaşı-eşleri. *** Sevilince nur olan, Sevilmeyince Meydan okuyan, Sırlarını Yüreklerinde saklayan, Gülerken ağlayan. *** Acıların tohumlarını Toprağa eken, Gökyüzünü mavilere boyayan Yıldızların içinden, Dünyaya fışkıran Bazen anne-bazen bacı Kız kardeş-eş olan Yaradanın efsunlu ruhunu Dünyaya tohum eken, Tohumları...
Değer bilmez kıymet bilmez Çelme takar hiç durmadan Sevgi nedir gönül bilmez Hep uğraşır bak durmadan . Doğduğum yer hep hor bakar Engel çıkar kafa takar Benzin düküp diri yakar Kanayan yaram sarmadan . Engel çıkarır yoluma Kilitler vurur dilime Düğümlenir hep kelime Hali vakti hiç sormadan . Nasıl birşey...
Yokluğuna savaş açarken duygularım Bu günde hasretinin romanını yazdım Çaresizlikle yalpalarken umutlarım Özlemle hasretinin romanını yazdım Kabul olmadı kavuşmaya dualarım Çıkmaz sokaklara uzandı yollarım Ayak altında ezilirken adımlarım Yollara hasretinin romanını yazdım Günlerimi esir aldı karanlıklarım Kabuslarımda tutsak kaldı rüyalarım Düşlere sırtını dönerken uykularım Bu sabah hasretinin romanını yazdım Terketmedi...