PSİKONOT
Temerküz kamplarına mültecileri yerleştirmek tarihi hafızaya saygısızlık olur mu bilemem*.
Ama birilerinin iştahını kabartacağını tahmin etmek zor değildir.
Zaten çalışmanın özgürleştirdiği (Arbeit macht frei) safsatasının bu sloganın icat olunmasından asırlar önce kölelik sistemleri ile ispat edilmiştir.
Üzerine tartışmak bile kendi başına bir insanlık suçudur.
İnsanlık suçu insana karşı işlenen suç değildir. İnsani değerleri kökten yok sayarak işlenen ameldir.
Yoksa tüm suçlar tüm insanlığa karşı işleniyor. Hayvanlık ya da taşlara karşı suç işlenemez. Suçu belirleyen insandır. İşleyen de işleyen de insandır.
Hayvanlar suç belirlemezler ve suç işlemezler. Suç bir yargı sonucu belirlenir. Hayvanlar yargılamazlar. Hayvanların yargısı varsa bile biz bunu fark edecek durumda değiliz. Bunu idrak etme kapasitemiz yoktur!
Aynı şekilde biz konuşmadan anlaşma yetisine de sahip değiliz. Hayvanlar bunu pekâlâ başarıyorlar. Hayvanlar anlaşmak, iletişim kurmak için konuşma ihtiyacı ve gereği duymamışlardır. Yine bitkiler de iletişim kurmak için ne bir dile ne de konuşmaya ihtiyaç duymazlar. Bitkilerin kendi aralarında iletişim kurdukları, hatta gerekli anlarda dayanıştıkları bilim insanları tarafından kanıtlanmıştır.
Tabii ki bir tavuğun üniversitede felsefe hocası olmasını beklemek ya da yolculuk yaptığımız trenin makinistinin yaşlı bir boğa olmasını beklemek de insanlık hanesine abeslik olarak yazılır.
Ne bir tavuğun felsefeye ihtiyacı vardır, ne de bir boğanın trene…
Her canlı eksik tarafını telafi etmek için meziyetlerini geliştirir.
Eğer mükemmel canlılar arıyorsak insana değil hayvanlar alemine bakmak gerek.
Aradığımızı orada bulma şansımız daha yüksektir.
Hayvanlar ayin yapmazlar. İbadet etmezler. Tapınaklar inşa etmezler. Ama buna karşılık insan zekasının anlamadığı çözemediği karmaşıklık ve sağlamlıkta yuvalar barınaklar inşa ederler.
Bunu en az beceren hayvanlar insana yakın veya insan ile yaşayan hayvanlardır.
Buna basit bir örnek olarak karıncalar, arılar, İpek böceklerini, örümcekler, kuşları ve daha birçok hayvanı göstermek mümkündür.
Yani insan olmak doğada bir ayrıcalık değildir.
Eğer insan olmayı bir ayrıcalık yapmak istiyorsak ilişkilerimizde, işlerimizde, düşlerimizde ve tüm faaliyet alanlarımızda kaliteye önem vermemiz gereklidir.
Zihinsel faaliyeti daima canlı tutmak durumundayız. Sürekli bir iletişim halinde olmak durumundayız.
Dayanışma bir yaşam biçimi olarak var olmak zorunda.
Hiçbir şeyi bitirmemek ve tüketmemek lazım.
Son sözü söylemekten kaçınmak gerek.
Önemli olanın menzil değil yol olduğunu unutmamak gerek!
*
Ek Psikonot:
Kabul etmek, kabullenmek delilleri geçersiz kılar.
Delillerin kaldırıldığı yerde belki’ler, gerçeğimsi’ler, sahte inanç formları, hurafeler ve demagojiler kalır.
•••
Tanrı Sayısal (nicel) olarak maternal değildir. Tanrı şifreseldir. Sanskrit anlamda “sunna” dır.
Eylemsel mantık maternal (mader) değildir.
Fikir semiyolojik olarak mantıki tepkidir.
•••
Tanrı olmayanın varlığıdır. Şiir gibi.
Tepkisel ve dürtüsel eylemin operant olanıdır. Meta olarak yoktur.
Tanrı “Hak” kavramının asimile edilmesi, işgal edilmesi, içinin boşaltılmasıdır.
Vakıf Çağın
*O tarihteki gündeme dairdir.
