Girdim içeriye baktım, kimsecikler yok. Köşede iki kişilik küçücük bir masa; hemen pencere kenarında. Üzerinde meyvelerin resimleri olan renkli muşambadan örtü. Oturdum, bildiğiniz klasik tarzda ahşap bir sandalyeye. Yorulmuştum, açtım, biraz da kırık. Derin bir, of… çektim fasıl misali, gitsin değsin diye yaban gülüne! Değdi mi, değmedi mi orası meçhul....