Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Salı Yağmurlu
14°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C

GEÇMİŞE DAİR…3

GEÇMİŞE DAİR…3 – Necati Açıkgöz

GEÇMİŞE DAİR…3

Yanmakta olan sobanın sıcağında kurutulan giysiyi toparladı, koltuk altına aldı. Sanki mevcut ortamdan sıkılmış, bunalmış bir hali vardı.
Fizyolojik görünümü kırklı yaşlarda olduğunu gösteriyor olsa da; saçı, sakalı,ve yorgun bedenin ezilmişliği; sanki altmışlı yaşların tasvirini yansıtıyor du.
Yukarı kaldırdı, alaca düşmüş kır saçlı ve sakallı başını; şakaklarındaki derin çizgiler, yanaktaki avurt çöküntüleri yoksuluğun ve muhtaçlığın canlı ama acı birer şahidi gibiydiler.
Size minnet borçluyum amirim. Dedi
Sizin yokluğunuzda öyle geceler oluyor ki; donuyorum soğuktan… uzaktan bakıyorum …ama cesaret edip buraya giremiyorum.
İlk kez geldiğimde içeri almadılar.
Daha sonra, çok hasta idim; yine geldim.
Siz vardınız, yalnızdınız; ısınmama izin verdiniz.
Aç olup olmadığımı sordunuz
Açtım…hemde çok aç
Yemek verdiniz, sabaha yakın kalkıp gittim. Oysa siz, git de demediniz.
Yüreğimin sesinde hala umudun var olduğunu duydum. İnsanlık hala ölmemiş bunu fark ettim o gece.
Bazı kereler geldiğim zamanlarda sizi içeride görmeyince, köprü altındaki yuvama çaresizce dönüp gidiyorum.
Biliyorum ki, gelsem de içeriye almayacaklar.

Çay hazır amirim.
Dedi, görevli bekçi.
Bir bardak çay iç.
İçin ısınsın öyle gidersin.
Dedi sivil giysili nöbetçi mrmuru.
Arkadaki kapının açılması ile birlikte bir tepsi üzerinde getirildi cam bardakta çaylar.
Nezo’ya ver önce! Dedi amir
Yenidoğanlıydı Nazım.
Bizim mahallede kısaca bana Nezo derler amirim. Demişti daha önceki geldiğinde Nazım.
Siz de isterseniz Nezo diyebilirsiniz bana, gücenmem .
Yüzünü buruşturdu resmi görevli.
Karşı da gelmedi.
Al çayını.
Aldı tepsideki çayı, ürkerek döndü yönünü camekanlı duvara.
Yüzünü gizlemek için döndüğü duvarda; kendini buldu aynada Nezo.
İçerinin parlak ışığı, dışarının karanlığı birleşip öğütlemişcesine ayna oluverdiler, Nazım için.
İçti çayını, giyindi paltosunu.
Allah razı olsun amirim. Dedi, açtı kapıyı ve çekip gitti.
Öylece baka kaldık ardı sıra, ben ve beraberimde getirdiğim amca bey.
Ağır koku kısmen de olsa azaldı, oda ortamdan.
Sizi gıpta ile izledim, memur bey.
Asıl mesleğiniz nedir, sizin?
Öğrenciyim, işçiyim.
Anlamadım!
Sabah olunca okula gideceğim.
Günde, iki bilemediniz üç saat uykum var.
Akşama, gördüğünüz gibi burada görevdeyim.
İşçiyim, çünkü asıl görevim metal işleri ve kaynakçılık.
Yani anlayacağınız, devletin bana sağlamış olduğu imkanı doğru kullanarak iki yıl içerisinde zamanı sekteye uğratmadan okuldan mezun olmam gerek. Bu bana sunulan imkanın şartlı boyutu.
Mezun olamadınız ne olacak diyorsunuz haklı olarak?
Evet bana bu imkanı sunan daire başkanım da aynı soruyu sordu.
Mezun olamazsam ne olacak?
Tereddüt göstermeden, itirazsız atölyeyedeki işime tekrar dönerim.
Yok derseniz ki tayininizi çıkartırım.
Eğerim başımı, itirazım dahi olmaz.
Sayın başkanım düşündüklerinizin hiçbirisi olmayacak, sizi temin ederim okul bitecek ve diploma masanızın üzerinde olacak.
…….
Yani beyfendiciğim; bu denli zor bir görevin yolcusuyum gördüğünüz gibi.
Temmuzda, değilse bile her ihtimale karşın eylül de mezun olmam gerekiyor.
Durumun özeti budur.
Bu kuruluşların saygınlığının boşuna olmadığını şimdi daha iyi anlıyorum.
İnaniyorum ki, şu esnada yaşanılan hadise şahsım için ders niteliğinde idi ve insanın yaşının ne olursa olsun öğreneceği hala daha çok şeylerin var olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Size ve şahsınızda Nazım’a teşekkür ediyorum.
İyi ki de gelmişiz. Çayımızı da içtik.
Kalk gidelim evlat, bizi nelerin beklediğini geldik ve gördük.
Iyi ki de gelmişiz.
Kalın sağlıcakla,
Diplomayı almış bil.

16/17 EKİM 2022 ANKARA

Necati Açıkgöz

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.