“İki çocuklu dört kişilik bir aile ve bahçesinde salıncak kurulu dut ağacına sarılmış kollarıyla üzüm asması olan ahşaptan iki katlı köy evi. Henüz beş yaşında annemizin bizi terk edeceğini bilmeden mutlu mutlu sallanırdık üç yaşındaki kardeşim ve ben” Bu sözler, telefonun öbür ucunda, abi yurt çocuklarının dertlerini, yaşadıklarını ve çile...
Geleceğe umutsuz bakışlarla geçmişe baktırıp güzelmiş deyip/ dedirterek ağlatacağım kendimi ve sizi… Sevinçle kapalı gözlerinizi açacağım turfanda insanlık mevsimine… Eskiden Utananların evi barkı parası pulu var şimdilerde ! Ya insanlık… Kaç kişide kaldı ? Ya da kaş kişi arsızlıkla heybesini doldurdu… Bir laç sözüm olacak ! Unutun tüm duygularınızı, çıkın...