Bir Diyarbakır gecesi Rüzgâr şakağımdan vuruyor Ensemde günün yorgunluğu Sitede sessiz hız sohbetleri eden arabalar Her cadde başında bekleyen ölüm Nöbetleşe ölen insan çığlıkları Bir Diyarbakır gecesi Balkonda saksıda uyumuş domates fidesi Yan yana dizilmiş toprağa üstünlük taslayan binalar Boynunu aya karşı mahcup büken sokak lambaları Ve şehirlere hapsedilmiş ağaçlar...
Yüreğin yoksulluğu bu anne, Diktiğin yamalı pantolon kadar sevinç vermiyor, Sürdüğün salçalı ekmek kadar tat vermiyor, Sızdı bir kere yüreğe, Açtı elini yürek bir avuç huzura. Yüreğin yoksulluğu bu anne, Kokun kadar güzel saramaz bedeni, Gözlerin kadar umutla ısıtmaz içimi, Gülüşün kadar aydınlatmaz hayatımı. Yüreğin yoksulluğu bu anne, Bizim yoksulluğumuza...