İstanbul
Az Bulutlu
29°C
İstanbul
29°C
Az Bulutlu
Salı Parçalı Bulutlu
29°C
Çarşamba Açık
28°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
29°C
Cuma Parçalı Bulutlu
29°C
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
ESKi AŞKLARDAN
ESKi AŞKLARDAN
Pencereden bana el ediyordun,
Kaşınla, gözünle, iş veriyordun,
Ben sana yanıktım, hep biliyordun,
Nazından usanmaz, bıkmazdın neden?
Karşımdan gelirdin, yoldan, yolaktan,
El ederdin bakıp, bakıp uzaktan,
Usanmazdın bana cilve yapmaktan,
Korkuları aşıp, yıkmazdın neden?
İlgiliydin hemde gayet çok fazla,
Beni korkuturdun yaptığın nazla.
Mektuplar yazardım, üst üste hızla,
Yazdığım şeyleri, takmazdın neden?
Göz göze gelirdik, sonra kaçardın,
Ardım sıra dönüp, dönüp bakardın,
Aşkından ölürdüm, gülüp oynardın,
Sen benim aklımdan, çıkmazdın neden?
Ali Akın(Albazoğlu)
03.02.2023
Yorumlar
Benzer Konular
Senden başka kimsenin olmadığı bir ormanda açıyorsun gözlerini. Altında sert mi sert bir döşek, üstünde odanın köşesinden geceden kalan yağmurun damlalarını akıtmakta olan ahşap tavan. Mavi renkli eski perdesi azıcık sıyrık, yarım açık ahşap pencerenin ardında tüm ihtişamıyla güneş görünüyor. Doğuş yoluna az evvel çıkmış, üzerine doğduğu herkese gülücükler saçıyor....
Ayşe Ninem bin sekiz yüzlerin sonlarında bir Osmanlı olarak dünyaya gelmişti. Ben onu ilk hatırladığım yıllarda yarım asırdan fazla bir ömrü geride bırakmıştı. Ama hala kendi çağının lisanıyla konuşur, kendi çağının kadınları gibi giyinir, kendi çağının kadınlarının kullandıkları yöntemleri kullanırdı. Mesela ertesi günü ekmek yapacağında akşamdan derince bir tepsinin içerisine...
Gökte yıldız hilal aydır yerde elmas denizde incidir adı ekinde başak dalda yaprak meyvede kirazdır onlar yarışırcasına güller çiçekler isim oldular kadınlarımıza gül dedik sümbül dedik menekşe dedik yetmedi yetmezde küstürmediler berrak suları denizleri ırmak oldular derya oldular pınar oldular su oldular yağmur olup bereket verdiler topraklara yüreklerde cevher gamzeydiler...
YUTKUNMAK YUSUF GÖKBAKAN … Hep, hiç ile yutkunmak Acıyı acıyla yutkunmak.. Meramsızlık , tırmık ucunda Ya da gümanı olmayan Meram faslında. Kedergâhtan kadergâha, Enseye vuran hu’ya banmış yel ile Bir teslim odasında; Kaşkolüne doladığı aşkı, aşkla titreten, Bir dileniş çatılı yüreği, küp dolusu hüzün.. Öylece, öylesine korunda çabalamak; Ateşbaz olmak....
Acının Arif’i çok da; yazsan, çizsen, okusan da anlatılacak bir tarifi yok. Cennette de olsa kavuşasıya sevin. Bu hayatta insanı bir kenara atanı çok da; gerçekten sevenin sevgisinin son kullanma tarihi yok. Güray Gökkaya
Bu akşam da içten içe yalnız ve yalınım Sen nereden bilirsin Burada azapsal başkalaşım, Gözden gönle hevenk, Envai acı yemişler… Bin bir kahrı içime ederken zerk, Kol gezerken keder Sen nereden göresin; Öyle ötelenmişlikler derledim ki Görülmez başkasınca, O başkası Olsa da aşkın süt anası… Gözlerime nicedir tutulmuş bir sual...