Kahvehanede yanından geçen garson Leyla’ya her zamanki gibi kahvesini getirmesini rica etti.

Milas’ın Kargıcak Köyü… Ülfet, yoksul bir köylü ailesinde dünyaya gelmişti. Babaannesi, dedesi dahil herkes küçük bir bahçede, kerpiçten yapılmış iki odalı evde, sakin bir yaşam sürüyordu. Babaları köy muhtarlığı da yazıcı olarak çalışıyordu. Ayşe, Kübra, Ülfet üç kardeşlerdi. Ayşe Milas’ta yatılı okula gitmişti. Ortanca Kübra ilkokuldan sonra okula devam edemedi. Ayşe yatılı okul bitince. Babasının yerine muhtarlıkta yazıcı oldu. Bu nedenle Ülfet’de kasabadaki yatılı okula gitti. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra memleket hala çok karışık, herkes ekonomik yıkıntının yaralarını sarmaya uğraşıyordu. Bu arada dedesi ve ninesi vefat etmişti.

Ülfet yatılı okuldayken, çocukluk arkadaşı Rıza ile gönül işleri aşka dönüştü. Rıza abisi gibi Hava Harp Okulu’nda pilot olarak öğrenciydi. Uçuş eğitiminde, uçak düşerek talihsiz kaza geçirip. Şehit düşer. Ülfet okul bitince şehirdeki, bir otelde İngilizcesi iyi olması nedeniyle barmen olarak işe başlar. Edward barın sürekli müşterisidir. Bir , iki kadeh içerdi. Ülfet ile Edward zamanla dostlukları aşkla doğru yol aldı. Evlenerek Amerika’ya yerleşirler. İkiz çocukları doğar. Ülfet Edward’ın alkolik olduğunu anlar. Devamlı alkol alıp kavga, şiddet devam eder. Üçüncü çocuğunada hamile kalan Ülfet, yine alkollüyken beyzbol sopasıyla, Ülfet ‘i döverken, kendini korumak amaçlı şamdanı Edward’ın kafasına vurur. Komşular bağırma, gürültü nedeniyle polis çağırırlar. Edward aldığı darbe sonucu hayatını kaybeder. Polisler Ulfet’i saatlerce sorguya alırlar. “Katil Ulfet’in” davası medyada gündem olur. Ulfet’in hamileliğini takip eden aile psikoloğu Dr. Başvuruldu. Bu durumda ikizler Ülfet’den alınıp iki ayrı aileye evlatlık olarak verildi. Yargılanma sonucu Ülfet 28 seneye mahkum edildi. Savunma konusu da medyada çok tartışıldı. Dava gündemi zamanla medyada da unutuldu gitti. Alkolün nasıl bir felakete yol açtığı, tüm çıplaklığıyla ortadaydı. 0,100585 no’lu mahkûmdu artık. Ülfet hamileliğini sezaryenle doğum yaptı Ölü denilip. Adli tıbbın bir komisyon kararı ile bebek başka bir aileye verildi. Ülfet’in yakını olmadığı ve maddi durumu kötü olduğu için böyle yapılmalıydı. Ülfet bebeğinin öldüğünün gercek olmadığını biliyordu. Ama… Başka çaresi de yoktu. O sene Amerika’nın kuruluşu nedeniyle af çıkmıştı. Hapishane müdürü, bir gün Ülfet’i görüşmeye çağırdı. Helen Swartz ismindeki avukat Ülfet’ i savunacaktı. Dava yeniden açıldı. Seneler sonra Ülfet özgürlüğüne kavuştu. Edward’ın kız kardeşi Ülfet ve çocukların mirasına konmuştu. Avukat Helen’den başka yardım edeni yoktu. Ülfet’in en büyük arzusu ülkesi, Milas Kargıcak Köyüne dönmekti. Ülfet bir gün ikizlerine kavucak mıydı? Hapishanede doğurduğu kızının akıbetini öğrenebilecek miydi? Otistik Leyla kendine uygun yatılı okulu bitirip 20 yaşlarına gelmişti. Sosyal yaşamını sürdürebilmesi için, eski okul müdürünün senelerdir tanıdığı Sarıyer’deki Ragıp Bey’in kahvehanesi de garson olarak çalışıyordu. Sosyalleşmesi için. Yazarımız David bey , romanlarını, makalelerini, hikâyelerini bu kahvehanede yazıyordu. Ragıp beyle çok eskiden dosttu. Ragıp beye Otistik Leyla hakkında ne biliyorsa anlatmasını istedi. Hatta Leyla’nın yaşamı anlatan bir roman yazabilirdi. Ülfet ikizlerine ve otistik olan kızı Leyla’ya kavuşabilecek mı? Alkolik bir babanın aile faciasını; dramatik olarak ele alan yazarımız David Levi, ders alınacak nitelikteki kurgu_romanı akıcı, hüzünlendiren, bir o kadar da keyif verici. Kitapseverlere tavsiye ederim.