Bir cezbede kaynıyor kanım,
ısınamıyorum.
Kapatmıyor düşlerimi yorganım,
örtünemiyorum.
Geceler aklımı çarmıha geriyor,
uyuyamıyorum.
Bir sağa bir sola dönüyorum,
Kıvranan bir hasta gibi,
Bir savaş alanıdır yatağım;
Cenk meydanındayım sanki..!
Kurşunlar yağıyor üstüme her yerime benim
Yaylım ateşi tepemden tırnağıma kadar..
Beynime saplanıyor,
Sanki her kurşun bir sorunun yerine..
Kaçamıyorum,
Koşamıyorum,
Bağıramıyorum da;
Kurtulamıyorum senden, senin elinden..
Sen hep gecem oluyorsun,
Üstüme geliyor zifiri karanlıkların..
Kara basanlar tepeliyor bedenimi
Elimi kolumu oynatamıyorum
Dilimi tutuyor sanki birileri !
bağırıyorum,
çağırıyorum,
sesim çıkmıyor, duyuramıyorum, duymuyorsun beni
Ben her gece bu işkencede,
Gündüzleri de bir başka mengenedeyim;
Etimi çekiyorlar diri diri,
Kıymık kıymık bedenimi,T
epemden tırnağıma kıyma gibi..
Kalbimi avucunda sıkıyor biri !
En seirgen bir kuş gibiyim;
Çırpınıyorum senden kurtulmak için,
Vicdan azabındaki bir suçlu gibi; kaynıyor içim
Geceden kalan bir mermi patlatıyor beni !
Param parça oluyorum; Her parçam bir kıtaya düşüyor belki..
Hala unutursun sende bir gün diyorsun !
Seni nasıl unuturum ben,Y
apışmışsın bedenime;
İşlemissin iliğime kadar..
Her gün bir damla; damla damla kanımı içiyorsun;
Bir vampiri bir kenenin emdiği kadar..
Keşke bakmasaydım gözlerine;
Boncuk boncuk düşmeseydin içime..
Parmaklarım tutmasaydı ellerini..
Elim kırılaydıda yazmasaydım sana hiç.!
“Doğru söz kulağa doğrudan girermiş
“Duymasaydım sözlerini, işitmeseydim seni..
Şimdi yangınlardayım,
Cayır cayır yanıyor içim:
Hangi sudan içmeliyim,
Hangi karlar söndürür bu ateşi,
Hangi sular ıslatır gözlerimi..
İbrahime su taşıyan karıncayı özledim.!
Şimdi bir münzevîyim;
Katmerlenmiş acılarımın kederlerinde..
Ak saçlı bir kartal gibi dağlarıma çekildim,
yedi verem bülbülün mateminde..
Sevenlere yazılan bir ayrılık şarkısı;
Hallacı Mansurdur sevenlerin baş ustası..
Sevmekle başlar bu yolun ilk başı;
Ya başın bir beladadır
Ya sonun bir darağacı..
Mecnun’u leyla çöle,
Keremi aslı küle,Ferhat’ı şirin dağâ…
Ötmez oldular daha, dilleri hep lâl oldu,
Yeşermedi hiç güller, kuru bir dal oldu..
Aşıklar maşuka, Hep yandı bir kül oldu.
Pir oldu hepsi bir bir,
Hamdi pişti sır oldu…
Mevlana döne döne rabbine bir kul oldu..
ayrılık bir kadermiş , kavuşmaz hiç sevenler..
Yok oktoru çaresi, iyilileşmez yarası
Vuslatın hasretin de sevenler hiç duramaz.
İşte budur marifeti ; her gönül dayanamaz..
Keder astım ben döşüme,
Söz astım yüreğime,
Sen yerine yerine,
Diyetini ödüyorum, nazar boncuğu diye..
Seni düşüne düşüne
Her gece gelir girersin düşüme
Seni nasıl unuturum,nasıl avunurum ben.
” Kavuşmamız yâr ne zaman “
Böyle dinlenmez bu türkü !
Nice hasret türküleri
Nice nice yürekleri
Aşka dair hor sözleri
Acı haberler bilirim;
Bilirim bilmesine de,
Ben yalnız sana devrilirim..
Durgun durgun durduğuma..
Suskun suskun kaldığıma..
Elim kolum dilim bağlı,
Olduğuma bakma benim.
Hiç söylenmemiş aşk sözcükleri söylemeliyim;
Besteler yapmalıyım, türküler söyleyip tüm şiirleri yeniden yazmalıyım senin adına..
ve hep sana yazmalıyım, sana yangılarımı…
Kırk yıl kadar eski düştüğüm ateşin aşkına, tüm yangınlar aşkına, aşkın aşkına;
haykırasım vaar..!
Bir resim çizmeliyim dertli bakışlarına,
Bir anlam vermeliyim ölesiye işte..!
Aşk, Nedensiz sevmek; karşılıksız olanı…
Sevmek ve Ölüm senin kadar olmalı…
Ayrılık Aşkın zirvesi..
Hayatın zirvesi ölüm !
Ben sende ikisini bir yaşadım;
Ölesim vaar, ölesim var gülüm..!
Ölümlerden ölümdür sevip ayrılmak,
Sonsuza saldın sen beni bak; gülüm, seni unutur muyum..
Seninle bozmak yemini,
Seninle olmak özlemi
Seninle sende kalmayı
Pişmanlıklara inat.
Yılların hasretinde,isteyerek yanarak
Her şeyin evveli sen; senin lütfunla doğar,
Seninle tüm sevenler, aşka yeniden başlar
Sonu cehenneme giderse bile
Seninle cennete çıkar tüm yollar..
Her şeyin fevkindeyim,
Dilinde gönlündeyim
Seninle yandım işte, aşkın ateşindeyim.
Sonsuzluğun tadına Seninle varmalıyım
Köşkünde oturarak Sofranda doymalıyım.
Keşkeyi kaldırmalı geçmişin raflarına
Çaresiz düşmeliyimşefkatli kollarına
Beraber çıkmalıyız parlayan yıldızlara,
Tenhada yüksek uçan, kuşların kanadında
Ilık esen meltem rüzgarı gibi hafiften
Rahatça omuzuna aşka yaslanmalıyım.
Maskesini utancın çıkartıp atmalıyım,
Yüzbin kere yüzümden sökerek atmalıyım.
Yalandan sıyrılarak sana kavuşmalıyım..
Yazılış tarihi eski.. radyodaokunduğu
tarih: 9 Şubat 2022 Çarşamba.
Bayhan Bakdur
“Bu şehirde ben” şiir kitabının yazarı.