

Betül FIRAT: Hoş geldiniz Furkan Bey. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Furkan Er kimdir?
Furkan ER: Dislektik bir eğitmen olarak Üniversite olarak Çocuk gelişimciyim, ve özel eğitim alanında devlet okullarında uzun yıllar çalıştım. Disleksi Aileleri Derneği’nin kurucu başkanı oldum, şimdi ise onursal başkan olarak katkı sunmaya devam ediyorum.
Bugün Brezilya’da yaşıyorum ve kurduğumuz enstitü aracılığıyla uluslararası projeler yürütüyorum. 30 yıldır da “Bay disleksi” mahlası ile Türkiye’de disleksinin Türkiye’de “D” si yokken anlatmaya başladım. Eğitimlerimde hep bu temel üzerine oldu. “Bay Disleksi” ifadesi benim için bir unvan değil, sorumluluk.
Betül FIRAT: Disleksi literatürde hastalık olarak mı geçiyor? Siz nasıl tanımlarsınız?
Furkan ER: Disleksi bir hastalık değil, algılama farklılığıdır. Bu farklılık öğrenme yöntemini de etkiler. Beynin bilgiyi işleme şekli farklıdır. Bu yüzden okuma, yazma ve matematikte zorluklar yaşanabilir ama zekâ ile hiçbir ilgisi yoktur.
Dünyada pek çok bilim insanı, sanatçı ve lider dislektiktir. Okul zamanında yazarken b ve d harflerini karıştırmak, çarpım tablosunu ezberleyememek en sık görülen belirtilerdendir. Ancak şunu unutmamak gerekir: Her dislektik aynı değildir. Bu yüzden her çocuğa ayrı bir dünya olarak yaklaşmalı, ailesiyle birlikte o dünyayı keşfetmeliyiz.
Betül FIRAT: Disleksiyle ilgili yaşadığınız zorluklardan ve nasıl aştığınızdan bahseder misiniz?
Furkan ER: Çocukken okumayı öğrenmek benim için çok sancılıydı. İlkokul 3. sınıfa kadar okuma yazma bilmiyordum. Defalarca “tembel”, “anlamaz”, “aptal” denildi. O zamanlar böyle anlayışlı insanlar da kurumlar da yoktu. Ama ben pes etmedim, vazgeçmedim.
Farklı yollarla öğrenmeyi denedim. Görsel materyaller, hikâyeler ve pratik yöntemler bana kapı açtı. En önemlisi kendimi kabullenmekti.
Disleksiyi aşmak, mücadele etmek diye bir şey yoktur. Mücadele değil, disleksinin avantajlarından faydalanıp bireyin hayatına nasıl katkıda bulunabileceğini keşfetmek vardır. Dislektik olmak güzeldir.
Betül FIRAT: Brezilya’ya taşınma süreciniz nasıl gelişti?
Furkan ER: Bu bir “aşma” değil, kendini keşfetme süreciydi. Pandemi döneminde Brezilya’dan eşim Dr. Renata ile tanıştım. O sıralarda İrlanda’dan benimle çalışmak isteyen bir grup da vardı. Ancak eşimle ortak hayallerimiz bizi bir araya getirdi. Brezilya’ya taşındım, vatandaşlık aldım ve “Monter Öğrenme Enstitüsü”nü kurduk. Ulusal ve uluslararası konferanslarda sunum yapıyoruz. Bugün hem Türkiye’de hem Brezilya’da ailelere destek veriyoruz. Eşim ise profesör olma yolunda ilerliyor.
Betül FIRAT: Disleksi size hangi başarı yollarını açtı?
Furkan ER: 15 yaşımdayken bir dergide okuduğum makale ile disleksiyle tanıştım. En büyük kazanımım yalnız olmadığımı görmek oldu. O zamanlar çare ararken çare olmaya başladım.
Bu farkındalık bana Türkiye’de bir ilk olan “Dahilerin Şifresi Disleksi” kitabını yazdırdı. Kitap, dislektik çocuklar ve aileler için bir yol haritası sundu. Daha sonra dernek kuruldu, uluslararası konferanslara taşındı. Disleksi bana engel değil, yol gösterici oldu.
Betül FIRAT: Hiç unutmadığınız bir anınız var mı?
Furkan ER: Bir öğrencim derste bana dönüp, “Hocam, artık kendimi aptal hissetmiyorum” demişti. O cümle, bütün yolculuğumun en değerli anılarından biridir.
Betül FIRAT: Kitaplarla aranız nasıl? En son hangi kitabı okudunuz?
Furkan ER: Kitaplarla ilişkim biraz farklıdır; okumak benim için her zaman kolay olmadı. İlkokul zamanlarında sesli kitaplar ve özetler bana çok yardımcı oluyordu. Son okuduğum kitap Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık adlı eseridir. Tavsiyem, ilgi çekici ve kısa makalelerle okumayı heveslendirmek. Bu, daha fazla okuma isteği doğurur.
Betül FIRAT: Engelleri aşmanın en iyi yolu nedir?
Furkan ER: Engelleri aşmanın yolu, disleksiyi düşman değil dost olarak görmek. Disleksiyle savaşmadım, onunla yaşamayı öğrendim ve şimdi onunda öğrenci ve aileler ile paylaşıyorum eğitimlerimde. Bunun için ayrı bir eğitim gereklidir. Benzer durumda olanlara tavsiyem: Kendinizi tanıyın, farklılığınızı kabul edin ve destek aramaktan çekinmeyin.
Betül FIRAT: Gençlerimiz sıkıntılar nedeniyle hayata küsebiliyor. Onlara ne önerirsiniz?
Furkan ER: Hayata küsmenin çözüm olmadığını bilsinler. Zorluklar insanı büyüten birer öğretmendir. Mutlu olabilecekleri bir alan bulsunlar. Çünkü “İnsan çiçek açabileceği yerde olmalıdır.”
Betül FIRAT: Sizi takip etmek isteyenler nereden ulaşabilir?
Furkan ER: Sosyal medya hesaplarım üzerinden veya online seminerlerimize katılabilirler. “Bay Disleksi – Dahilerin Şifresi Disleksi” adıyla sosyal medyada varım. Ayrıca Furkan ve Renata isimli YouTube kanalımızda Brezilya’daki yaşamımıza dair videolar da bulabilirsiniz.
Betül FIRAT: Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
Furkan ER: Hayat kimse için kolay değil ama herkes için anlamlı olabilir. Kendinizi tanıyın, gücünüzü keşfedin ve başkalarının yoluna ışık olmayı unutmayın. Çünkü paylaşılan bir hayat, gerçek anlamda yaşamaya değer bir hayattır.