Eli kolu bağlı duvara tırmanılmaz derler. Haksızda değiller, dümdüz duvar çık bakalım çıkabilirsen. Çıkamazsın…
İnsanlar her daim zengin olmanın hayalini kurar. Nasıl hayal eder, önce masasına oturur, masasın da değilse koltuğundadır, orada da değilse mutlaka bir yer bulup hülyalara dalacak bir yer bulur. Hayal bedava, aklından geçenler, düşünceler, bir eli yağda bir eli balda, Havaii, Paris, Newyork, yedi yıldızlı oteller, masmavi deniz, cennet gibi koylarda tatiller, gerçekler cep delik cepken delik.
Eylem yok, hayal var. Hayal bedava, çalışmak yok, sohbet var. Sohbet emeksiz yormaz insanı, çalışmak yorar insanı. Sohbet, dedikodu, olabilecek işlerde olumsuzluklar aramak insanın moralini bozar, sonra cep delik cepken delik.
Çalışmak yok, hayal etmek var. Çalışmak yok sohbet etmek var. Zaten böyle olduğu için zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor. Çene yoruldukça, mangalda kül kalmaz. Hayaller böyle devam eder gider.
Etrafında ki insanlar çalışır bir şeyler kazanır ya da çevren de amacına ulaşmak için çalışan insanlar bir şeylerin sahibi olur, uğraşır didinir, iş bulur; kulpun hazırdır onun torpili var iş bulur. Bu gerekçeler ve bahaneler seni yer bitirir. Onun şusu var ondan başardı, şunun busu var bu yüzden başarını. Ama gerçekte onun şusu bunun busunu elde etmek için o kişi ne mücadeleler yapmıştır bilmez.
Başarılı birinin, başarısızdan tek farkı; başarılı çalışırken asla mazeret öne sürmemiştir. Hayal etmiştir ama hayalini gerçekleştirmek için çalışmıştır. Alnı terlemiştir, yorulmuştur, yılmamıştır; onun şusu var, bunun busu var dememiştir, sonunda ödülünü almıştır.
Atalarımız ne kadar güzel söylemiş “Hamam giren terler.” demiş. Çalışmadan başarmak “Alice harikalar diyarında…” olmak gibidir.
Ey insan arkana dön ve bak! Çalışan insan(lar) tarihin her dönemlerinde kazanmıştır. Atalarımız neler demiş neler “Lafla sözle peynir gemisi yürümez.”, “İşleyen demir pas tutmaz.”,” Akan su yosun tutmaz” daha birçok söz söylenebilir.
Eğer dünyayı gezmek istiyorsan, cebine daha çok para girsin diyorsan, iş arayıp bulamıyorsan önce kendini onarmaktan başlayacaksın. Uzun ince bir yolda gideceksin. Çalışmanın yolu, öğrenmenin yolu yaşadıklarından ders çıkarmaktan geçecektir.
Düşünüp hayal kurmak yerine, düşündüğünü yapacaksın, iş yok deyip dövünmek yerine işi bulmak için çalışacaksın. Mutlaka bir ekmek kapısı seni bir yerde bekliyordur.
Yaradan, sana akıl vermiş fikir vermiş, çalış çabala kazan demiş. Durma çalış çabala ve kazan. O zaman göreceksin gidemediğin yerlere gideceksin, bilmediğini bileceksin.
Belki ilerde bir arabanda olacak uzun ince bir yolda giderken, hayatta yaşadığın zorluklar gibi bir kamyonun arkasında şöyle bir yazı görürsen eğer “Nazar etme ne olur çalış senin de olur.”
Dikiz aynasından kendine baktığında kedine tebessüm etmeyi de unutma.
Hakan DİNÇAY