Bana diyorlar; Şiirlerin hep hasret, hep mutsuzluk…. Yokluk ne yaparsın..! Dün gidenleri ve kaybettiklerimi, Bu gün düşlerimde geri getiriyorum birer birer…. Şiir şiir sarılıyorum.
Çiçek açmaz,çalışmıyor arılar,Kovanlarda görünmüyor balımız.Yarın için tükeniyor umutlar,Bilmem ne olacak bizim halımız. Meyve vermez,diktiğimiz fidanlar,Merhametsiz,acımasız vicdanlar,Hırsızlara kaldı artık meydanlar,Ne yapalım çürük,çıktı dalımız. Koyunları aldatıyor çobanı,Eşşeklere yakışıyor palanı,Kurt olana sökmez itin pilanı,Ürselerde kıpırdamaz kılımız. Ot kalmadı,kurak gitti havalar,Yurttan ayrılıyor bir bir kuzular,Yarın için iyi değil durumlar,Kırılınca kanadımız kolumuz. Huzur yok ki...
İNSAN VAR İNSAN !!!! Ben kadınım ezilmiş, ötelenmiş, eksik etek diye isimler takılmış, zavallılaştırılmak için her türlü yollar denenmiş kadın. “Kadınlar Günü” yılda bir gün yalandan adına kutlanası birgün ilan edilip ve gerçekten de hayatı kendi kadınlarına zehir eden neanderthallerin, başka kadınların gözünü boyamak için uydurdukları sahtekârlıktır. Samimiyetten uzak,...
Umuda koşuyoruz. Kurtuluşa koşuyoruz… Ama umutlar hep yarım kalıyor. Ya da koşu bandımız erken sona eriyor. Başaracak mıyız? Bilmiyorum ki… Bildiğim umutlarım acı ve mustarip tahribin kaderi… Yine de kötü kadere pes edip durmayacağım. Kitap bahçelerine tohum atacağım ki arkamda umutlar yeşillensin. Yeşillenen sevgi kitaplardaki umutlar… Kitaplardaki umutlar… Başımda dağılmayan...
Bir gece ansınız geliverdiğinde annesi henüz yedi aylık yüklüydü. Erken doğmuştu. Eli ayağı, kaşı gözü yerindeydi de, pek nur topu gibi sayılmazdı. Elinize aldığınızda üst taraftan başı alt taraftan ayakları görünüyordu. El kadar bir şeydi işte. “Fazla yaşamaz bu!” deyip, babasını defin malzemeleri almaya yolladılar. Kimsenin aklına bir isim koymak...
Dün yine sararmış… Resimleri mektupları karıştırdım.. Dünlerden anılarla mutlu olurum diye.. Nasıl özlem hasret vardı içinde.. Hasret yelkenleri aldı beni ben bende kendimde kayboldum… Hani hep vefasızım hep kendim içindi yaşamıştım… Ben bunca anılardan sonra gelgörki, hâlâ yaşıyormuyum..? Neçok hasret göndermişsin bana bir pul parasına.. Bunca hasrete hangi yürek hâlâ...