GÖRESİM GELDİ (ÖZLEM DESTANI -1)
Ozan Anzeri
…
Bağçada, davarda, köyde görmedim
Nillerde dıldırın göresim geldi
Güzden beri sevgi ağı örmedim
Özledim baharda öresim geldi
Tıfıl günlerimi hayale daldım
Belime peştimal azığı aldım
Davarla, sığırla baş başa galdım
Gölpınar’a doğru süresim geldi
Her taraf yemyeşil saldım davarı
Kesme çalısıyla örmüş avarı
Epey biriktirdik otu, zavarı
Bu yıl kış uzun mu sorasım geldi
Elinde kavalı dumanlı başı
Yoldan sapanlara atıyor taşı
Güngörmez, Şaymana, Yaylacık kaşı
Beytahtı’na sofra seresim geldi
Eskilemiş geçi, inekler dabak
Büğelek azıttı inadına bak
Aşşa cice yalınayak, baş gabak
Acıdım yoluna durasım geldi
İlacı, çapayı, suyu sırayla
İşimiz olmazdı bizim parayla
Bağçaya bakardık yıllık kirayla
Eski bağçalara varasım geldi
Sevgiyle kucaklar, yardımlaşırdık
Kimsesiz fakire erzak daşırdık
Yoksulluktan yolu, izi şaşırdık
Köylümü özlemle sarasım geldi
Harman galdırılır, saman basılır
Hasatlar toplanır, hesap kesilir
Fasulye badılcan dama asılır
Gış odunu çamı yarasım geldi
Peş peşe sürüler, ıslık çalan var
Göç mevsimi tabi yolda adamlar
Eski dostlar belki yanıma damlar
Yörüklere selam viresim geldi
Uzuneşek, çivi, sinsin oynasak
Öş kararıncaya kadar doymasak
Oyunbozan yalancıyı duymasak
Yalanı, yanlışı yeresim geldi
Mümbit topraklara sevgi ekeriz
Bereketli hasat deste çekeriz
Yalnızca Allaha boyun bükeriz
Feleğin çarkını gırasım geldi
Öküzleri goştuk gırda tarlası
Ortağın omzunda tohum torbası
Lepe, övcel, dutmaç hamır çorbası
Gaşşığı dibine vurasım geldi
Güneşi doğuran analarımız
Tereyağlı ayran anılarımız
Toprak bereketi sanılarımız
Tozlu’ya gıl çadır gurasım geldi
Camızpınar, Salan, Çatak gezindim
Her yer cıvıl cıvıl dereye indim
Yedisinde çocuk gibi sevindim
Sümbül, navrız, çiğdem deresim geldi
Çok şükür ambara koyduk buğdayı
Seymimize düşen seksen havayı
Selamete erdir Rabbim yuvayı
Huzurla yatağa giresim geldi
Her işten anlayan Ahmet amcamı
Bilmezler ondaki çileyi, gamı
Acılar ki şair eder adamı
Gururla göğsümü geresim geldi
Arslanköy’de çocuk, safça kalsaydık
Para, pul, mal değil gönül çalsaydık
Birer Karacoğlan, Elif olsaydık
Çocuksu saflığa eresim geldi
Düşümde görmüşüm özlemim beter
Kışyatağı, Güney gözümde tüter
Yelligedik, Melleç bülbülle öter
Yazacak çok şey var bu kadar yeter
Düşlerimi hayra yorasım geldi
Şımarık hallerim aklıma geldi
Sevgiyle kaynaşmak hoştu, güzeldi
Anzeri der moral nahıl düzeldi
Yüzümü yüzüne süresim geldi
Ozan Anzeri
Nillerde: Nerelerde
Dıldırmak: (Çocuklar için) Boş boş anlamsızca vakit geçirmek. Kaytarmak gibi
Tıfıl: Küçük çocuk
Peştimal: Azık, yiyeceğin sarıldığı bez
Avar: Sebzelik
Zavar: Hayvanlara yedirilmek iççin hazırlanmış tahıl kırması
Eskilemek: Davarlarda bir tür hastalık
Geçi: Keçi
Dabak: Hayvanların ayağında bir tür hastalık
Büğelek: Sığırları rahatsız eden bir tür arı
Cice: Abla
Gışlık: Kış ihtiyaçları
Çomaç: Bir tür dürüm
Öş kararması: Akşam karanlığının çökmesi
Gırda: Kırda, kırsal alanda
Lepe, övcel, tutmaç, hamır çorbası: Arslanköy’e ait yemek türleri
Seyim: Pay, hisse
Sapcık: Mısır bitkisinin koçanı alınmış hali, hayvanlara yiyecek olarak verilir.