UMARIM BİR GÜN ‘OTANTİK(GERÇEK-DOĞRU-GÜVENİLİR-ÖZGÜN) SEVGİ’NİN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN HIRSLI KADINLAR VE ERKEKLER YANLIŞLARINI GÖRÜR VE DÖNERLER! YİNE UMARIM ‘SORUNSAL-SAKINCALI’ OLAN ŞU ‘SAVAŞ-MÜCADELE-REKABET(-YARIŞ)’TEN VAZGEÇEREK ‘OBJEKTİF & OTANTİK’ OLARAK ‘EN ZOR VE EN ACI VERİCİ’ OLSA DA ‘KENDİLERİYLE YÜZLEŞME-HESAPLAŞMA’YA CESARET EDERLER! DEĞİLSE ZATEN DÜNYA İNSANLIĞI ‘HIRS-SAVAŞ-MÜCADELE-REKABET’ ZİHNİYETLİ KÖTÜCÜL; KARANLIĞIN KALLEŞ BEKÇİLERİNİN EGEMENLİĞİ...
Elli altmış yıl önce Şahinkaya bölgesindeki Yörük damlarında yaşayan aileler, inek koyun ya da keçi gibi sağmal hayvanlar beslerler, mevsimine göre bu hayvanları sağınırlardı. Hemen her ailede az çok “Ağartı” yani günümüzdeki deyimiyle süt ve süt ürünleri bulunurdu. Evlerde elektrik ve dolayısıyla buzdolabı olmadığı için, özellikle yaz aylarında bu yiyecekler...
TAŞTAN YAPILSIN Ne kerpiç ne beton hayır Kaleden taştan yapılsın Sağlam olan varsa ayır Tüm evler baştan yapılsın Söylemekten düştüm bitap İnsanlara gerek hitap Ama önce hesap kitap Tecrübe yaştan yapılsın Bu yol kimin yolu ise Sağı ise solu ise Heryer beton dolu ise Birazda boştan yapılsın Alparslan böyle vel-hasıl...
Neler ettin neler yârim sen bana Güldürmedin beni bu aşktan yana Gezerim gurbette hasretim sana Bir resmin var her gün bakar ağlarım. Anarken maziyi derde dalarım Efkarlanır hüzün ile dolarım Uçan kuşlar ile haber salarım Bir haber yok canım sıkar ağlarım. Artıyor eksilmez gönlümde âhım Uykular haramdır olmaz sabahım Yüce...
Yağmur olup ıslatsanBulut olup karartsanRüzğar olup dağıtsanSeni sevmektenVazgeçmeyeceğim. Güneş gibi açmazsanAy gibi doğmazsanYıldız gibi parlamazsanSeni sevmektenVazgeçmeyeceğim. Aklımı başımdan alsanYüreğimde yara olsanKalbime kurşun sıksanSeni sevmektenVazgeçmeyeceğim. Vazomda gül olmasan da,Amber gibi kokmasan da,Aşkıma yol olmasan daSeni sevmekten,Vazgeçmeyeceğim… Hayallerimi yıksan da,Umutlarımı kırsan da,Hep ahımı alsan da Seni sevmekten,Vazgeçmeyeceğim… MEHMET EMİN TURGUT/ İZMİR
Bana zulmetme ey zalim Yaptığın herşeyi o görüyor Aklını başına al ey gaddar Ettiğin küfürleri o duyuyor Nereye kaçabilirsin ey sefil Gittiğin her yeri o biliyor Hangi deliğe girdin ki ey melun Saklandığın deliği o görüyor Gökeri yere vurdun ya ey mahluk Her yerde beni kuşkusuz o koruyor Kara deliğe...