DANIEL PENNAC’NIN BEDENİN GÜNCESİ ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR
Arzu ORTAÖREN
…
Babam şöyle derdi: Her nesne öncelikle gerekli nesnedir. O zaman bedenim gerekli bir nesne. Bedenimin güncesini yazacağım.
Sevgili Bahar ‘ın tavsiyesi ve hediyesi olan harika bir kitap okuduk. Teşekkür ediyorum canım benim. Daha nicelerinde kesişsin yolumuz.
Bir babanın, çocuğuna bıraktığı günlükler ile seksen altı yıllık hayatının en önemli anlarına tanıklık ettik. Sert, kuralcı ve sevgisiz bir anne. Oldukça naif, ilgili ve ne yazıkki hasta bir baba. Adeta annenin sevgi eksikliğini dolduran evin hizmetlisi Violet. Veee kendini, bedenini bulma yolunda bir çocuk.
Korkularını, zayıflıklarını fark edip, bunlarla baş etme çabaları, ölümle tanışması, yatılı okuldaki günleri, ergenlikle beraber bedenindeki gelişmeleri fark edişi, cinselliği keşfi, ilk aşkı, evliliği, çocukları ve torunları. Adım adım bir hayat yolculuğu.
Annesinin sevgi eksikliğinin yarattığı büyük boşluk, bu boşluğun nefrete dönüşmesi, yine bu sevgi eksiğini Violet’e duyduğu büyük bağlılık ile onarma çabası koca bir ahh dedirtti bana. Ahhh sevgi. Yokluğun ne tarifsiz acılara gebe.
Kahramanımızın hayal dünyasında yarattığı kardeşi ile diyalogları, yakın arkadaşları ile ilişkileri, eşine duyduğu büyük aşk, çocukları ve torunlarına duyduğu sevgi. En çokta annesinin onda açtığı yarayı çocuklarına yaşatmama çabası.
Oldukça akıcı, elinizden düşürmeden okuyacağınız bir eser. Bedenin kırılganlıkları, korkuları, zaafları, incelikleri başarılı bir anlatımla sunulmuş bizlere. Tavsiyemdir, tanışın bu beden yolculuğu ile.
Ölüm, diyorum kendime, ölüm sakin bir uykudur.
Her insan, en ağır yükü kendisinin taşıdığını düşünür.
Yine bir yaş aldım. Kimden? Öncekiler nereye gitti?
Sesimiz, rüzgarın bedenimizden geçerken oluşturduğu müziktir.
Duyuyoruz ama dinlemeyi öğrenmek gerekiyor. Görüyoruz ama bakmayı öğrenmek gerekiyor. Yiyoruz ama tabağındaki eti kesmeyi öğrenmek gerekiyor. Öğrenmek, her şeyden önce bedenine hakim olmak demektir.
İyice düşündüm. Eğer hissettiğim her şeyi olduğu gibi yazarsam günlüğüm, bedenim ile ruhum arasında bir elçi gibi olur. Duygularımın tercümanı olur.
Alkış Tutarım Her şeyi hoş görüp sevgi gösterip Sabırla azımla amaca varıp İnsana hizmeti şiar edinip Gurur duyanlara alkış tutarım Hizmet için düşüyorsa yollara Övülecek destan ise dillere Açıp kapıları tüm gönüllere Verebilenlere alkış tutarım Sevgi şefkat dolu iken yüreği İnsanlıksa amacının durağı Yalandan riyadan uzak gerçeği Görebilenlere alkış...
#OKUDUMBİTTİ . #AHMETÜMİT. #BİRSESBÖLERGECEYİ. Kitabın kahramanı Süha genç bir akademisyendir. Kendisi gibi akademisyen olan Hakan ve Melis ile birlikte yaptıkları araştırmaya yönelik anket çalışması için Tokat’ın köylerine giderler. Anketin konusu Kente göç olgusunun köy kültürüne etkilerinin araştırlmasıdır. Bütün köyler bu araştırmaya katılmış olmasına rağmen bir köy ankete katılmamıştır, o da...
FAYSIZ DEPREM Ramazan Yılmaz … Kiracı olarak oturduğumuz evin balkonunda kahvaltı yapardık. Kahvaltı yaparken sahil boyu yapılmış çok katlı tatil evlerini görebiliyorduk. Karıkoca her gün onlardan birini yahut birkaçını beğenir, bir daire satın almak istersek diye favori binaları seçerdik. Bir sabah, süsü güzel favorimiz olan binalardan birinin bitişik iki bloğunun...
KÜÇÜK ŞEHRİN BÜYÜK YAZARI SİBEL ÇELİKEL İLE RÖPORTAJ Şevval ŞENGİL … SİBEL ÇELİKEL Lüleburgaz’da doğdu. Yeni Türk Dili alanında doktora mezunudur. Hakemli dergilerde yayımlanmış ödüllü makaleleri ve akademik bir kitabı vardır. 2016 yılında yurt dışı öğretmenlik görevi deneyimi olmuştur. 2022 Cumhurbaşkanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen 24 Kasım...