Seksen yıllık ömrünün 50 yılını araştırmalarla geçiren Bahri BERBEROGULLARI nın;
Hayatı, inancı ile ZİNDAN BABA kitabi Yayınlandığında Lüleburgaz ve yörede ses getirdi. Çünkü Şehirlerinin uluları arasında olup hakkinda çok değişik söylenceler, onunla ilgili yakıştırmalar üretilmesine neden olmuştu. Kimdi? Asıl adı neydi? Nereli idi? Neden burada yatıyor idi ? Onu buraya getiren sebepler neydi? Disardaki hayatıyla ilgili bilgi veren panoda yazdığı gibi Sancaktar mıy dı , Bayraktarmıy dı?
Bütün bunlara tek tek yanıtlar verirken, diğer taraftan tarihinden habersiz ahkam kesen sözde aydınlarını da ignelemeden geçememiş, onlara;
” Alimem dersin amma
alemden bi habersin,
Bu andan bu nefesten
bu demden bi-habersin..”
Yaşadığı şehrin tarihi, tarihi kişilerden habersiz olanlara da sitem etmeden durmamış..
Bu ulunun sözde yaşam öyküsünü anlatmak için bahçe duvarına konulan pano da yalan yanlış bilgilere isyan ederek; ZINDAN BABA nin ne asker ne komutan ne Sancaktar ne Bayraktar olmayıp, doğduğu Buhara da,
Türk-İslâm Dünyasının: “Pîr i Türkistan ” diye şereflendirdi ği; Hâce Ahmed i Yesevi Dergâhında derin, geniş Medrese eğitimi alarak Hz.Peygamberin Sünnetine bağlı, Mutassavvuf- Mütefekkir bir kişi olup asıl adının Mahmud Efendi olduğunu uzun uzun yeri, mekani, olaylarıyla yaşamını anlatıyor.
Bilinmeyenleri de araştırıp, soruşturup, ogrenip, anlatanların çıkacağını;
” Bu ilmin kelâmını bir bilge insandan sor.
Canım can haberini
Can içinde candan sor..”
diyerek bilinmeyenleri bilenlere bilgi sahiplerine sor diye de öğütlüyor..
Bilgiye de okuyup öğrenip sorup soruşturup yani sabırla ulaşılabileceğini de vurguluyor.