Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
13°C

Zamanın, Hatırlamanın ve Kırılgan İnsanlığın Peşinde Bir Kitap: “Bahçıvan ve Ölüm”

Zamanın, Hatırlamanın ve Kırılgan İnsanlığın Peşinde Bir Kitap: “Bahçıvan ve Ölüm”
7 Aralık 2025 15:12
6
A+
A-

Zamanın, Hatırlamanın ve Kırılgan İnsanlığın Peşinde Bir Kitap: “Bahçıvan ve Ölüm”

[Yazan: Ayşe Can]

Georgi Gospodinov’un Bahçıvan ve Ölüm kitabı, okurunu daha ilk sayfalarında kendi hafızasının kuytularına çeken, zamanla ilişkimize dair yer yer hüzünlü, yer yer ironik ama her zaman ince bir duyarlılıkla işlenmiş hikâyelerden oluşan bir evren kurar. Gospodinov’un yazın dünyasında ölüm yalnızca bir son ya da karanlık bir boşluk değildir. Aksine hayatın en kırılgan, en incelikli noktalarını daha görünür kılan, insanı hem kendisine hem geçmişine doğru çeviren bir mercektir. Bu kitapta da ölüm, bahçıvanın titiz elleriyle budanır, düzenlenir, kökleri yoklanır. Gospodinov’un kalemiyle ölüm hem beklenen hem ertelenen hem sıradan hem sarsıcı bir misafire dönüşür.

Kitabın en güçlü yanı, ölüm temasını tekdüze bir karanlık olarak sunmamasıdır. Gospodinov, her öyküde ölümü başka bir açıdan ele alır. Bazen komşusunun bahçesindeki güller kadar sıradan, bazen bir çocuğun zihninde açılan uçurum kadar çarpıcıdır. Yazar, karakterlerinin hayatlarının en ufak ayrıntılarını yakalar. Bir kapının gıcırtısı, bir annenin yorgun bakışı, bir kedinin sessiz adımları… Tüm bu ayrıntılar, anlatının arka planındaki büyük ağı örer. Ölüm, bu ağın içinde dolaşan bir gölge gibidir, her an hissedilir ama hiçbir zaman tek başına sahneyi ele geçirmez. Gospodinov’un başarısı da tam burada ortaya çıkar. Ölümü anlatırken yaşamı, yaşamı anlatırken de kaçınılmaz sonu sakince, neredeyse mütevazı bir şekilde okurun zihnine işler.

Gospodinov’un dilinin gücü ise sadeliğinde yatar. Kelimeleri büyük bir gösterişten kaçınarak, fakat yoğun bir duyguyla bir araya getirir. “Bahçıvan ve Ölüm” deki öyküler, sanki bir masanın kenarına ilişmiş ufak notlar, kişisel itiraflar ya da unutulmuş fotoğrafların arkasındaki birkaç satır gibidir. Bu sadelik, anlatının duygusal yoğunluğunu azaltmak yerine derinleştirir. Okur, kendini bir anda kendi hayatının kırılma anlarını düşünürken bulur. Bir sesin kayboluşu, bir kokunun aniden geri dönüşü, bir yüzün hafızada soluşu… Gospodinov’un metinleri, okuru yalnızca dünyanın değil, kendi içinin de bahçıvanı olmaya çağırır.

Kitabın merkezindeki bahçıvan figürü, yalnızca bir karakter değil, aynı zamanda ironik bir metafordur. Bahçıvan, doğanın döngüsünü bilen, ölümü tohumun içindeki karanlık bir bekleyiş olarak gören kişidir. Onun için ölüm şaşırtıcı değildir, doğanın düzeninin bir parçasıdır. Fakat kitap boyunca bahçıvanın karşılaştığı ölümler –insanın ölümü, hatıraların ölümü, ilişkilerin ölümü– doğanın bildik döngüsünden daha karmaşık ve daha kaypak bir yapıya sahiptir. Gospodinov burada insanın doğaya karşı duyduğu kuvvetli yabancılığı hatırlatır, toprağa dönme düşüncesi ne kadar huzurlu görünse de insan zihnin kıvrımlarında ölüm çoğu zaman sessiz bir çatlak olarak büyür.

“Bahçıvan ve Ölüm”ü yalnızca ölüm üzerine kurulmuş bir metin olarak görmek eksik bir okuma olur. Aslında kitap, yaşamın kırılganlığını anlatırken benzersiz bir umut duygusunu da içerir. Bu umut, büyük ve parıltılı bir vaat değil, daha çok karanlık bir odada uzun süredir kapalı duran bir pencerenin hafifçe aralanmasıdır. İçeri dolan hava, okura hayatın küçük ama vazgeçilmez baharlarını hatırlatır.

Gospodinov’un başarısı, ölüm gibi çok işlenmiş bir temayı klişelerin tehlikeli yakınından ustalıkla uzak tutabilmesidir. Bunu yaparken de okurunun zekâsına ve duyarlılığına güvenen, onunla göz hizasında konuşan bir anlatıcı kurar. Bahçıvan ve Ölüm, okurunu duygusal bir sarsıntıya sürüklemek için çabalamaz; onun yerine, hayatın içinde zaten var olan hüzünleri, kırılmaları, sevinçleri görünür kılar.

Sonuç olarak Bahçıvan ve Ölüm, çağdaş edebiyatın en önemli isimlerinden biri olan Georgi Gospodinov’un hikâye anlatma gücünü bütünüyle ortaya koyan bir kitaptır. Edebiyatla hayat arasındaki görünmez bağları incelikle dokuyan bu eser, okuruna hem kendi iç bahçesine bakma hem de ölüme dair düşüncelerini yeniden şekillendirme fırsatı verir. Gospodinov’un metinleri, okuduktan çok sonra bile zihnin kenarında solmayan bir çiçek gibi kalır: Sessiz, narin, ama derin bir anlamla dolu.

Ayşe CAN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.