Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

YARIM KALAN MUTLULUK

YARIM KALAN MUTLULUK
24 Aralık 2022 17:50
374
A+
A-

YARIM KALAN MUTLULUK

O gece çok soğuktu. Yatmadan önce sıcak su torbası yapmış ayaklarımın arasına koymuştum. Sabah uyandığımda zeytin villanın yatak odası resmen buz kesiyordu. Yataktan iner inmez kışlık çoraplarımı ayağıma giyip anorağımı sırtıma geçirdim. Sıcak su torbasındaki ılık su ile yüzümü yıkadıktan sonra çay koydum. Sobanın kovasını boşaltmak için dışarı çıktığımda çelik gibi bir ayaz yüzüme vuruyordu. Zeytin sıralarının aralarındaki boşluklara kar yağmış gibiydi. Yağmur sonrası yeşeren otların üzerinde bir parmak kalınlığında kırağı oluşmuştu. Bahçeye göz gezdirirken soğuğu sadece hissetmiyor sanki görüyordum.

Kamyonetimi akşamdan yüklemiştim. Sabah erkenden Alanya’ya doğru yola çıkacaktım. Minik bir kahvaltı faslından sonra motoru çalıştırdım. Önce “Gıy gıy gıy” diye biraz nazlandı. Neyse birkaç denemeden sonra çalıştı. Araba tarlanın içerisindeki çamurlu yolamaktan geçerken sanki çakıl taşlarının üzerinde yürüyor gibiydi. Islak toprak donmuştu. İlçemizin çıkışındaki bir akaryakıt istasyonundan, emekli maaşımın beşte birini ödeyerek depoyu doldurdum.

Hava açık görüş güzeldi. Salihli, Alaşehir, Buldan, Denizli derken keyifli bir yolculuk oluyordu. Yol üzerindeki kasabaların girişlerinde ve çıkışlarında hep trafik denetimleri vardı. Aracın da sürücüsünün de bir eksiği yoktu. Ellerinde tabletler olan trafik polisleri bazen plaka bilgilerini bazen de benim kimlik bilgilerimi girip kontrollerini yapıyorlar sonra da “Hayırlı yolculuklar” diliyorlardı. Hepsi de son derece nazik ve saygılı insanlardı. Dinar, Isparta, Antalya derken pek çok uygulama noktasından geçtik. Eskiden bu güzergâh üzerinde bir veya iki uygulama noktasına rastlardık. Neyse, her şey bizim sağlığımız ve güvenliğimiz içindi.

Alanya’ya girdiğimde yine o yanık sesli müezzin yatsı ezanı okuyordu. Bu tanıdık ses evime geldiğimin en güzel işaretiydi. Arabayı sokağa park ettikten sonra sadece pijama ve gıda maddelerini alıp eve çıktım. Eşyaların üzerinde biriken fazladan bir tabaka tozu saymazsak, evde her şey iki ay önce bıraktığım gibi yerli yerindeydi. Pratik bir şeyler hazırlayıp atıştırdıktan sonra kalın tüylü battaniyemi üzerime çekip kanepede derin bir uykuya daldım. Uyandığımda sabaha fazla vakit kalmamıştı. Hiç keyfimi bozmadım. Nasıl olsa sabah güneşi kanepenin üzerine doğuyordu.

İnsanın evi gibisi yoktu. Hele musluklarından sıcak su akan evi gibisi hiç yoktu. Üzerimdekileri çıkarıp komple makinaya tıktıktan sonra sıcak bir duş alıp ocağa çay koydum. Hanımlar daha iyi bilirler. Evde birbirini takip eden sıradan işler vardır. Önce balkon yıkanır. Korkuluklar ıslak bezle silinir. Çamaşır ipinin tozu alınır. İçeri alınan mandal poşeti balkona çıkarılır. Yıkanan çamaşırlar iplere asılır. Çarşaflar, yastık kılıfları değiştirilir. Yorgana nevresim takılır. Mutfak, banyo Ciflenip temizlenir. Buzdolabının fişi takılır. Salon ve odalar süpürülür. Ev işlerinin bir türlü sonu gelmez. Onun yerine gına gelir, kapıyı çekip çıkarsınız.

Mola kavağının solundan şehir parkına oradan da iskele meydanına indim. Aylar sonra yine deniz kenarındaydım. Korsan temalı turistik gezi teknelerinin karşısında bir banka oturdum. Sol ayağımı sağ ayağımın üzerine atıp gözlüklerimi taktım. Yosun ve iyot kokuları arasında internet gazetesine, doların ve altının son durumuna baktım. Dolarım veya altınım olduğu için değil. Eve giderken alacağım ekmeğe zam gelip gelmediğini anlamak için. Hazır telefon elimdeyken bir de elektronik postalarıma bakayım diye düşündüm. Düşünmez olaydım. E-Devlet kapısından gelen “Tescil Plakasına Yazılan Ceza” başlıklı iletiyi görünce bütün keyfim kaçtı. Üstelik emekli maaşımın yarısına yakını kadar bir ceza ödeyecektim. Sabahtan akşama benim emekli maaşı erimiş, yok olmuştu. Eskiden de böyleydi. Maliyenin kasası boşalanınca ellerine makbuzları alan görevliler kontrole çıkarlardı. Aylardan beri beklediğim tatilim maalesef tatil kötü başlamıştı.

Sizin günleriniz güzel geçsin. Sevgilerimle…

Necati KüçüK
( Az Efe )

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.