Şiir

Ben Ferhat değilim dağlar delemem Gam yükü yüklüyüm sensiz gülemem Elimi kolumu bağladı gurbet, Sen gel gülüm ben oraya gelemem Hasret ateşinde yanar yüreğim Gönülde yakınım tende ırağım Vuslatın baharı olur mu bir gün Zorunluyum gurbet benim durağım Sözümden dönmedim hala ordayım Sıkıntım çok anla beni dardayım Hayatın anlamı kalmadı...

Paylaşmak güzel ama İnciteceksen sevenlerini Gizli gizli ağla ama sakın ağlatma Günlerden bir sonbahar gününün bitişi Gecenin karanlığında uykuya dalmış peri Rüya sandığı o acı kabusla öğrendi Ona hiç acımadan ölüme mahkumsun denildi Ama peri yavaş yavaş yaşayarak eriyecekti Salt boş bir bedendeydi Kaybedecek hiç bir şeyi yoktu Çünkü o...

Sen de bensiz başını koy ıslak yastığa Beddua et benden başka yanan olmasın Ahde vefa geceleri otur yatağa Kucağında benden başka yatan olmasın Rüyada olsa bile Kıskanırım dağ yüreklim Sahilin ay ışıkları üstüne yağar Yorganın der martıları gökkubbe ağlar İkimizin arasını örsede dağlar Kollarında benden başka ölen olmasın Kabirde olsan...

” A L L A H’ A A Ş K I M “ SEVGİYE SEVDAYA AÇILDI GÖNLÜM Ellerim SEMADA ! ALLAH’A AŞKIM SENİN SEVDAN İLE DİVANE OLDUM Gönlümde çağlayan ALLAH’A AŞKIM Hiç’bir şey yok iken, doğdu kâinat Adem ile Havva’ya, verdiğin hayat Senden başkasına, olur mu bidat Gönlümde çağlayan, Allah’a...

—– “Yaşanır o anlatılmaz” diye başlar aşk tanımı. Bir parantez aç denirse, gösteririm sol yanımı. Badem çiçeğidir bazen, tüm coşkulara duyarlı; Ve en çok da kırılan o, bu yüzden şu yürek harlı. Bazen hüznün tâ kendisi, gözyaşının kaynağıdır; Ya da kanadı rûhumun, sevincimin oymağıdır. Ötesi ki; gözümde fer, kolda kuvvet...

— Gök gürlüyor Mehrezâd! Belli ki; Yine çile yağacak… Bu çile benim, duy gamze yüzlü yâr! İçimde arsız arsız Depreşiyor acılar. Kahretme beni, konuş artık! Ey gönül yurdumun nazlı çiçeği Doğmayan şafakların Karanlığında kaldık… * Ali Rıza Navruz

Erenler Alparslan birgün ölürse Bir kalemi bir de sazı kalacak Bunun kıymetini bilen bilirse Belki destan destan yazı kalacak Yoluna çiçekler güller diktiğim Toprağa boşa mı gitti ektiğim Vefasızdan nedir hep bu çektiğim Sürekli ettiği nazı kalacak Sorarsa söylersin gözleri ela Bir insan ölünce verilir sela Anladım ki bu yol...

Biliyor musun? Dün duvarları üşümüş, Sağır odamda, Hazandan kalma, Üç yaprak vardı. Ben ,gece ve sessizlik. Hepimiz can yoldaşıydık. Kırık bir kanepede, Çatısı akan, Pencereleri çürümüş, Tavan arasında ki, Küf kokan oda da, Yan yanaydık. Ben,gece yarası, Bir de sessizlik. Günün ilk ışıklarıyla, Çöktüğü gibi, Çekildi karanlık. Biz ikimiz kaldık,...

———— Ali Rıza Navruz “Amca şu aşağı eve bir bakabilir miyim” deyişimi, biraz hayretle karşıladı amcam. Ama yine de hayretine karışan hafif gülümsemesiyle “tabi ki yeğenim” dedi. Evin, demirden yapılmış 20 santimlik o kocaman kilidini alarak aşağı indi. Ben de peşinden… Kilidin üç defa çevrilişinden sonra açılan eve girdik. O...

RUHU GÜZEL OLUNCA DİŞİNİN ÖMÜR BOYU SÜRER BERBERLİĞİN AKLI VARSA GÜNÜMÜZ GENÇLERİN DİLEĞİMDİR: BÜYÜK SÖZÜ DİNLESİN Ruh güzeli dişiyi bulunca kaçırma, güzelliği nasıl olsa bitecek kısa zamanda. Oysa, ruhu güzel olanın, çiçeği solmaz asla. Ahmet Nuray Heykeltraş Mark Newman

Bazı zamanlar da ilham gelir yazarım şiirler Lakin ben şair değil gönlümün tercümanıyım Duygularım depreşir kalemimiz yazar şiirler Lakin ben şair değil gönlümün tercümanıyım *** Sığdıramam duygularımı her hangi bir kalıba Ben serbest yazarım girmem ki hiç bir kalıba Anlamam ben aruzundan heceden kafiyeden Çünkü ben şair değil gönlümün tercümanıyım...