Saçı uzun aklı kısa derler O saçı uzun olanlar Dünyayı parmağında oynatıyorlar Çocuğunuzu büyütüyorlar Elbette şiir roman yazıyorlar Elbette ustad tır onlar da Kınalı eller de yazar beyim Çocuğunu büyütürken Erinin eve gelmesini beklerken Yemeğini yaparken O kınalı eller de yazar beyim Kim ojeli eller yazamaz dedi Elleri ojeli dudaklar...
Banksız bir parkta, Çimenüstü uçuşmakta hasis, Art niyetli sisler… Heyula topladığım bohça, sırtımda, İçimde çürümüş ot kokusu, İçimde kavisli hisler. Kutluyorum yitikliğimi, bir maşraba sancıyla. Sana susuzluğuma yetişecek Bir debbe gözyaşını bile Saklıyor pus, acımasızca. Nerden düştüm bilemesem de Şu yankesici gecenin şûrâsına nafile; Yine de sevmenin dürüstçesini, Öğreniyorum günden...
Bu kötü zamanda en iyi şeydir iyi bir arkadaş, Zor günlerinde iyi eder seni arkadaş, Kaybetmek istemeyeceğin bir nimettir, Kıymet bilmek lazımdır en iyi şey arkadaşlıktır. Ortak olur her sevincine, üzüntüne, Yanında olur zor günlerinde, Sever sevdiğin herkesi de, En mutlu gün olur başardığın her gün de. Sinem...
Gözleri mavi olurmuş meleklerin. Kavradı nabzım bu gerçeği, Maruzatımı dize dize anlattığımda Gök sündüse dayayıp hülyalı başımı. Kaybettiği derinlikleri yeniden keşfeden bir kumral sumru, Bir yunus gibi okyanuslarda Çatı katlarında aydınlık duasıyla eriyen Bu çağın yitik dervişi gibi; Kalemi maviyle sulayan Bereket menbaı gözleri gibi bir meleğin Sevinç kuşanan aykırı...
Hayal gemisinin kaptanı Kimse tanımaz metin Özdoğan Şiir doludur deryası Şiirlerdir hayal gemisinin rotası *** Gezer hayal denizinde Şiir doludur seyir defterinde Dalgalar şiir getirir gemisine Rüzgarlar şarkı söyler birlikte *** Yazdıkları hayalimi gerçek mi bilinmez Kalemi hiç yalan yazmaz Hayali bitmez tükenmez Yazdıkları şiir mi bilinmez *** Dolaşır hayalinle...
Bir kulaklık sarkıyor böğrüne, Firari vicdan , Bölüne bölüne takside. Ödemesi bitmez sanki bu hukuksuzluğun, Zor değil bunu anlamak; Lakin steteskop bozuk düzen. Eziliyor böcek ayak ucuyla, Çığırtkan acılarıma dilin suskun. Kalp atmıyor gibi atıyor, Helallik istiyor gece öldürürken. İlk aktarma istasyonunda , Aktardığım kadarını bırakıp sana , İnmeliydim vagondan....
Kirpiklerin yarıyor anemon renklerini, Yerle bir kelebeklerin alacası. Tekil bir bağdaşımdan çok daha ötesi, O fütursuz gamzelerin. Yeterlidir bir gülüş bazen Muhteşem ötesi olmasına, Lambadan çıkmış bir kentin. Bir inci, Masal alemine dönüştürüverir bir rıhtımı. İzzet katar yanık yüreğine, Aykırı düş kırlangıcının, Terapist bir bakış… nazenin… *** Tertibi yanıltmasın seni...
Olası taş mezar. Sevmenin iskeleti. Jaluzili pencerenden görülmekte açık seçik, Ziftli sandal yolculuğu sonsuzluğa. Eflatun balkonundan gülüşün eşlik edecek Billur bakışlı bir şairin son mısralarına. Açılır bir kapı elbet kapanırken diğeri Benden önce kapı kaçar karanlığın on ikisine. Siyah pantolonlu çocuklar bakar kapı aralığından Yamaları umut dikili . Yırtıklarımı gizlercesine....
Baharda hepsi yeşil ve güzel, İyi gün dostu misali, Bir bir dökülüyor zayıfları, Dökülen yapraklar misali, Kötü günler de yanında olur güçlüleri, Soğuğa ve rüzgara meydan okurcasına, Ağaçların kalan en son yaprakları, Anımsatır bize dostluğu ve sadakatı.. . Güzel günlerde çok olur dost, Biraz işler yolundan çıksa döner sırt, Hele...
Aylar yıllar geçti hiç aramadın Söyle gülüm söyle ne yaptım sana Degdim mi ben yoksa gül hatırına Söyle gülüm söyle ne yaptım sana * Hayatımı baştan başa taradım Benliğimi ben hep sende aradım Ben beni ararken, ben den ıradım Söyle gülüm söyle ne yaptım sana * Gelme dedin o yüzdendir...
Seni Gelmiş geçmiş tüm sevmelerin Sahibesi ilan edeceğim, Ama öncesinde Getirmelisin şu kraterden Fokur fokur bir mey, En yakıcı türden. Vezinsiz söyleyeceklerim de meze. Dizelerden çelenkler sunacağım Aklı elden kaçırarak! Kalemin doğasına bırakıp emsalsizliğini Gözüpek bir önder edasıyla Neşe hıçkararak Çıkaracağım aşkı düze. Mutla kaderi, gülmeleri kutla Gizleyesiye kalp atışlarını...