Dur roman yazayım sen hikaye de Vur öldür yatayım bir divane de Söylesin şahitler çıkalım yüze Seni en çok seven gönül kazansın *** Divane geçtiğim yollar söylesin Gözlerimden akan yaşlar söylesin Sor kanadı kırık kuşlar söylesin Seni en çok seven gönül kazansın *** Ateş yaktığını irşad eylemez Sırrını açanı hiç...
İnsanlığın neredeyse tamamında yaratıcı konusu hep tartışmalı olmuştur. Varlığı/ Yokluğu sorgulanan en büyük tartışma olmayı da bizden sonra sürdürecektir. İnsan bedenini ayakta tutan , onun kimliğini belirlemek için en belirgin olan yanı da ruhudur . Günümüzde tartışma olmaktan çıkmış, Varlığını/ Yokluğunu avucunuza alamadığınız, kokusunu / tadını bilemediğiniz ama tartışmadınız ruhlar....
kadın kutsal diyoruz, şiddetle vuruyoruz, evlat bizim diyoruz, sokağa atıyoruz. bu ne şiddet, bu ne öfke… yok mu sabır, yok mu sine… ne oldu bize, ne hale geldik, olduk cani, olduk gaddar. sığınacak limanı olanlara set olduk, ölüp yok olana kadar. kadına gül verelim, evladımızı sevelim, aile olmak istiyorsak, saygı...
Kurnazca bir dengesi var yazgının. Kavuşmaların özünde sürüncemeler, Maçoluksa ayrılığın. *** Kaptan Nemo’nun güve yemiş üniforması Dipteyim milyar çarpı yirmi bin fersah. Ermiş derviş külahı sedirde; Hissedar olmak için muhteşem yüreğine, Müddetsiz sancı dağıtmakta Kadı Agâh. *** Üç büklüm olmuş söz Kıran giresi hüsran.. Beşik verandada rüzgar beklemekte. Gece yine...
Günün Şiiri: “ANDIMIZI OKUMAK ŞEREFTİR: Türk varlığından gocunanlara karşı , Türkçe konuşmaktan kaçınanlara karşı , Türk isminden rahatsız olanlara karşı , Türke kin besleyenlere karşı , Türke saygısı olmayanlara karşı , Türke kalleşçe saldıranlara karşı , Her sabah ANDIMIZI OKUMAK ŞEREFTİR!…. *** Anadolu Türk kanıyla vatanlaştı, Türke düşman kesilenler yoğunlaştı,...
Günün Hikayesi: “HAYAT HİKAYEMİZ….. Gal-û Belâ da yazılmış hikayemiz, Ana rahmine düşünce başlar hayat mücadelemiz,… İlk mücadele dünyaya gelmek için… Dünyaya geldikten sonra ağlamayla devam ederiz.. Doğal ihtiyaçlarımızı ağlamakla belirtiriz . Yinede birilerine bağımlıyız , bu annemiz dahi olsa… Acığırız ağlarız, susarız ağlarız, altımız kirlenir ağlarız, velhasıl ağlamakla meme verir...
Altı yıl, okulda yatılı kaldık. Ufacık tefecik çocuktu.Nizam Beraber ağladık beraber güldük. Afacan,afakan cocuktu Nizam. X Zamanla uslandı,ağır baş oldu. dersine çalışıp gözüme girdi Seviyor bayrağı,seviyor yurdu. Segiyle saygıyla anılır Nizam. X Vodafon arena bulandı kana Hainler kıydılar olarca cana. Nice ocak söndü bir anda. Vatana kurban vemişti Nizam X...
Dünyayı verdiler istemedim Sevdiğim yanımda yok dedim Sensiz dünyayı neyleyim Sensin benim tek gülüm *** Gülü koklayamam dikeni batar Gözlerim hep seni arar Sensiz dünya neye yarar Kollarım ancak seni sarar *** Sen yanımda yoksun Gelir bana kokun Gel hasretlik yok olsun Sol yanım artık sussun *** Ben garip...
“Türkçem benim ses bayrağımdır”diyordu. Vefatının 16. Yılında unutmadım Fazıl Hüsnü Dağlarca ustayı, unutturmam (1914- 15 Ekim 2008) ^^^^^^^^^^^^^ Ali Rıza Navruz Değnekten atının sırtında göllerdeki kamışlarla birlikte büyüyen 1914 İstanbul doğumlu Fazıl Hüsnü Dağlarca, kötü ruhlu türlü boyalar içerisinde uyuyorken uzak kuşakların acısına halay çeker her uyanışında… Kocaman bombalara inanmamak...
Hani farelerin kedi ile saklambaç oynadığı Uzun maratonu koştukları Kazananın ya canını kurtardığı Diğer kazananın karnını doyurduğu O önemli maratonu kim kazanacağı Biz görmezdik eğer fare kaçtıysa Canını kurtarır Eğer kedi kazanırsa Güzel bir ziyaret çeker Kiremitlerin rüzgar ile vals yaptığı Güneşte güneş yağı olmadığı için Çayır çayır yandığı Kanter...
O bir baba; Merhaba can kardeşim. Yaşadığım ufak bir öykü dedi ama büyük dramdı… Malum, parasızlık 99 Yılında İstanbul da bir inşaatta yatıyorum. Kapı yok, pencere yok, yatağım beton, yastığım kürek sapı ! 15 gündür açım, göz yaşlarımı teselli edecek sigaram bile yok. Diyeceğim; Ayaz vurmuş bir beden hariç hiç...