S Ü R G Ü N /sone/ ALİ RIZA NAVRUZ … ‘Git’ dersin ya, durup durup inceden; Bu nefes de biter giderim bir gün. Keşke söyleseydin daha önceden, Git demenin adı; gönülden sürgün. Eyvallahım olmaz burda kalana, Ufkun ötesine çadır kurarım. Kanmam artık uydurduğun yalana; Bundan gerû ne ararım sorarım....
BAHAR YELİ Erdoğan Cihan … Gözlerimde bahar yorgunluğu Ne güzel düş denen şey Yalnızlık sokakları karanfil kokuyor Yol yürümüşüm epey Yorgun bir yolcuyum Yorgun bir yel kuşatmış yalnızlığı Gönül kırgın, kuşlar yabancılığı. Gülümüzü eller aldı Ne güzel umut denen şey Solan bir çiçekti Dikeni bize kaldı Yaralı bir güvercindi sevda...
BELLİ DEĞİL Ali ERDİN … Geceye erer de bizim günümüz, Yar belli, yaren belli değil. Birbirini tutmaz iki sözümüz, Mert belli değil, namert belli değil. Su yolunda değil, bendini aştı. Mizan ayar tutmaz, hakikat şaştı, Başlar ayak oldu, ayaklar baştı, El belli değil alem belli değil. Elde yok, avuçta yok...
CİMRİNİN SONU İbrahim AYĞIRCI … Gözü açık iken öldü zavallı, Kuruşlar cebinde saklı kaldı, Harcamadan yok etti nefsini, Sabun da tutmuyor cesedini. Kiriyle, pasıyla ölüsü kendisi, Sabun hiç kullanmamış belli, Saklar sabun parça rahmetli, Sümüğünü yaka kolla silerdi. Yakasıyla kolu daima kirliydi, Akar sümük kir yaka koldaydı, Kirli paralar da...
KEPENEK YUSUF GÖKBAKAN … El el epenek… Bu gece şölen var galakside, görülmemiş ve eşsiz. Çoban yıldızı fazlaca parlak sürüde. Afişledim aydaki tüm bilboardları Kirasını şiirlerimle ödeyerek. Merkür dahil dünya hariç tüm gezegenler, Tam hız, Bu gece açacak kepenk. Boşlukta, dur da durak da yok.. Yanacak neonlar; lazer gösterileri, havai...
GEL DE ANLAT DERDİNİ Necati Açıkgöz … Söyler misin, var mıdır bir nedeni bunca zamandır sukunluğunun? Fark edilmediğini düşünsen de, içten içe manasız dargınlığının? Dağ mı devrildi, deniz mi yandı a benim iki gözüm; nedir sendeki bu hal? Duymadığım, bilmediğim ya da es geçtiğim ne oldu? Haydi söyle meramını bileyim....
Gözlerim gözlerine müptela Tuncay Aytaç … Gözlerim gözlerine müptela Bir bakışınla yaktın ey yar Aşk denilen şey nasıl bir bela Bir teselli sun, gülsün yüzüm Beyaz tenin üzerinde benin Sürükleyip attı ummana selin Sen benim değil, bilirim elin Bilinmeyen bir dünyaya attın beni Şiir deryasına şöyle bir daldım Güzelliğinden feyz...
^^ Ali Rıza Navruz Özge halden, öze düşüş diye bir durum var mıdır sizce? Ben bilmiyor/bilmek istiyorum doğrusu. Çeşminüz nemnâk olursa, kırk kırlangıcın kırık kanatlarından sessiz çığlıklarla düşersin o yere herhalde… Gün görmeyi sadece güneşi görmek olarak algılamadığımız zaman, eli ayağı bağlı sevda sürgünü olmamak mümkün mü sizce? İşte bu...
“”” Ali Rıza Navruz Mutâdım hilâfına bu gün toptancı olmak geldi içimden şu Nisan ayı çıkmadan önce. Nisan ayının götürdüğü şairlerimizden şu an için aklıma gelenleri sıraladım aşağıda. Bunlar ve niceleri bizler için birer değerdir. Hatırlamak, hatırlatmak ve yeri geldiğinde gidenlere rahmet okutmak benim görevimdir. Tabii ki hepimizin olmalı. Allahtan...
Eskiden dostluklar vardı. Köylü köyünde, şehirli şehrinde dostuyla yaşardı. Herkesin hayatı dostuyla tek yaşamdı. Dünya daha bir küçüktü. İnsanların birkaç dostu olurdu ama dostlarıyla beraber hitap ve muhatap bir haldeydi. Ama bugünün sanal dünyasında bire bir sabit dostluklar kalmadı. Dostlarla beraber çocuklar da değişti. Çocuklarımız da artık bizi tanımıyor. Doğrularımızı...