Beyanlı sezişlerle bakacağım yüzüne Mevzu bahis etmeden farklılıkları. Bahse tutuşacağım ayla, Senin çok daha güzel olduğuna. Ve bunu kanıtlayacağım mutlaka Yakarca bir mısrayla. Ayçalar kadar güleceksin ki Işıldayacak Babil, İskenderiye, Şiraz Kimin hoşuna gitmez bu imtiyaz. Mühimseme beni, Mühimset kendini naz naz, Dercesine yalvaracağım yanağına. Maceraperest günebakan kuşlarının Asla konmadığını...
Bazen sizlerden yol isterim Sola yanaşın geçeyim diye Can hıraç bir şekilde bağırırım Oradan oraya taşırım insanları Ben can taşırım Bazen kendi kendime kızarım Çekilip bir kenara ağlarım Canı kurtaramadım diye Vururum kendimi yerden yere Ama benim elimde değil Çünkü yollar araba dolu Benim içimde insanlar Acıdan kıvranıyor Ben de...
Eskiden ,komşuluk vardı, Selam verilir ,selam alınır , hal hatır sorulur . Büyükler büyuklüğünü , küçükler küçüklüğünü bilir , ona göre davranır. Kibar beyler, zarif hanımefendiler , Ceblerinde, ütülü beyaz mendiller … Her şeyin bir tadı vardı , somun ekmeğinin kokusu, Mest ederdi bizleri . Çekirdekler çıtlatılır, Siyah beyaz filimler...
Ayn dedim Leyl kokulu isli bir nefesle… Sonra pelte pelte biriktim aharlı kağıtlara. Fütursuz sevişlerim, Bir vakte ermeden seninle daha, Eriyip gitti; Söz ile, köz ile, ‘’ah’’ ile Sırrını yazdığım bu aşk rahlesi. Kim bilir nerde rastlanır eşine bundan sonra Gözlerinden gözlerime işlenen Bu aşk halesi. Alazına rüzgâr değen bu...
Dozer açar toprağın bağrını Demirleri şiir gibi dizer ustası Duvarlarda kalır anıları Altın nasırlıdır hep avuçları Toprağı açarlar atmak için temeli Dizeler sıra sıra demirleri Kimse bilmez isimlerini Altın nasırlıdır hep elleri Yanmıştır sıcaktan soğuktan yüzleri Kimi diker duvar direklerini Tahtaya çakar çivileri Kimi kıvırır kalın demiri Bazıları kum ve...
^^^ Ali Rıza Navruz “Bir kitap yürekten gelmişse, ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir.” Çoğu insanımız, hayatı sadece yiyip, içip, uyumaktan ibaret zannediyor. Hatta var oluşun anlamını biraz daha ileri götürerek Ziya Paşa diliyle bakın nasıl özetliyor: “İç bade güzel sev var ise akl ü şuurun/ Dünya var imiş, yâ...
Kirpiklerin yarıyor anemon renklerini, Yerle bir kelebeklerin alacası. Tekil bir bağdaşımdan çok daha ötesi, O fütursuz gamzelerin. Yeterlidir bir gülüş bazen Muhteşem ötesi olmasına, Lambadan çıkmış bir kentin. Bir inci, Masal alemine dönüştürüverir bir rıhtımı. İzzet katar yanık yüreğine, Aykırı düş kırlangıcının, Terapist bir bakış… nazenin.. Tertibi yanıltmasın seni iç...
1. Gözlerin haram, Gökyüzü, içtiğim su, yediğim lokma , Senin olmayan gözler haram . Parmaklarımdan tırnağıma akan kan , Akıttığım göz yaşım, haramdır suratıma . Yağmurlar, Gürleyen yıldırımlar… Yol vermeyen asi dağlar, İçinde olmayan sen , Uçurumdan uzanan ruhum , ruhuma haram, İtiraflarım, asiliğim… İçin de olmadığın her şey haram...
AZAPTA GEREKSİN HAYAT CANA VURUR HANÇERİN Mehmet Sakarya … Çaresizliği sonu sanma hayatın,, Nelere gebedir bir sonraki gün.. Hergün bin kez öldüğünü sanır,, Ölmediğini anlarsın umutlarının bir gün.. Acıları da susar zamanı gelince hayatın.. Sonsuz değildir zorlardan beslenen,, Hayatın matem veren çileleri acıları.. Dağılır heder olur gün gelir aşılmaz güçleri.....
Gülüşünden Dökülenler Şehmus Yardımcı Gençtim… Kanım güneşten sıcak. Dudaklarım gül kırmızısı. Heyecanım, annesine sarılan bir bebek. Allah’ın bütün mucizelerini göster bana. Yüzün nasıl da bütün dünya nimetlerini taşır, şahit olayım. Şu an ipek beyazı ayakkabılarını giyiyorsun. Adımlarını yavaş atmalısın, bu kadar tutkuyu bir anda kaldıramayabilirim. Ki bir erkeğin kalbi de...
— Ali Rıza Navruz Yaşam sürecimiz içerisinde sık sık bırakmaya çalıştığımız, bazen bıraktığımız, hatta ve hatta unutmaya bile kalktığımız, fakat asla da unutamadığımız, eksikliğini hep iliklerimizde hissettiğimiz şiirin sıcaklığı ile birlikte, onun gümüş kanatlarında olmak ne güzel şu an… Güzel olacak elbette çünkü “şiir; insanın kendi anadili çalgısında söylenen bir...