İstanbul’un eski mahallelerinden birinde sonbahar yaprakları rüzgarla savruluyordu. Dar sokaklar sessiz, taş kaldırımlar soluktu; evlerin boyası zamanla kabarmış, pencereler eski camlarla örtülmüştü. Mahalledeki çocuklar artık sokaklarda oynamıyor, evlerin önünde bekleyen yaşlılar ise birer gölge gibi oturuyor, zamanın yavaşlığını izliyordu. Efe, elleri cebinde, başını öne eğerek yürüyordu. Mahallenin taş kaldırımları, onun...