Pripyat… Bir zamanlar kahkahaların ırmaklar gibi aktığı bu şehir, şimdi solgun bir yaprak gibi dalından kopmuştu. Gökyüzü gri bir tülbent gibi yere sarkıyor, rüzgar, terk edilmiş evlerin arasında eski bir ninni gibi dolanıyordu. Elena, çatlamış pencereden dışarı baktı. Kuşlar artık ötmezdi bu şehirde; ağaçlar, yaprak yerine külden eller uzatıyordu göğe....